Undrafted Hall Of Fame: Kurt Warner
“Sindirella Masalı” yıllar önce Amerikan basının Kurt Warner’ın hikayesini servis ettiği başlıktı. Geri dönüp bakıldığında, oyuncu için bu ihtişamlı kariyeri inşa etmek hiç kolay olmamıştı.
Futbol Ona Kucak Açmadı
Okuduğu Kuzey Iowa Üniversitesinde ilk dört yılını yedek oyun kurucu olarak geçiren oyuncu, ancak son yılında as oyun kurucu olabilmişti. Okulun Subdivision’da olduğu düşünülürse oyuncunun çok parlak bir kolej kariyeri geçirdiğini söylemek mümkün değil tabii. Koleji bitirdikten sonra, 1994 Draft’a katılan oyuncunun bu girişimi hüsranla sonuçlandı ve 222 kişilik kontenjanda bir yer bulamadı. Ardından Green Bay Packers’ın sezon öncesi kampına davet edilen oyuncu, burada yeterli görülmedi ve sezon başlamadan kadrodan kesildi. Sonrasında hayatı bambaşka bir yörüngeye giren oyuncu, hayatını sürdürmek için markette reyon görevlisi olarak çalışmaya başladı. Üstelik saati 5,5 dolardan ! Futbol ona kucak açmamıştı. Hatta sırtını dönmüştü desek daha yerinde olur. Peki o futbola küsmüş müydü ? Hayır, o bunun tam aksini yaparak şansını her şeye rağmen sonuna kadar zorladı. Warner salonda oynanan ve görece küçük çapta bir lig olan AFL’de, Iowa Barnstormers ile iki yıl geçirdi. Ardından da NFL ekiplerinin dikkatini çekmeyi başardı. İlk olarak Chicago Bears tarafından deneme antrenmanı için davetiye alan oyuncu o dönem katılım sağlayamadı. Kaçan fırsat aslında onun geleceği için dönüm noktası olmuştu çünkü bu olayın ardından daha sonra efsanesi olacağı, o zamanki adıyla St. Louis Rams’den bir kontrat aldı. O dönem takım onu NFL Europe’a gönderdi. Asıl hikaye ise bundan sonra başlayacaktı…
“Greatest Show On Turf”
1998 senesi Kurt Warner’ın hayallerine kavuştuğu yıldı. Oyuncunun ömrünün büyük kısmını hibe ettiği çalışmalar, ona 27 yaşına geldiğinde meyvesini vermişti. Kendini ispatlamak için çok fazla vakti yoktu. Oyuncu için diğer sorun fırsat yakalayabilmekti. İlk sezonunun tamamını kenarda geçirdi. Ertesi sezon başlangıçtaki tabloda, St. Louis Rams’ın “quarterback” rotasyonu beş kişiden oluşuyordu. Bir oyuncunun kendini öne çıkarabilmesi için ideal senaryo bu değildi elbette. Lakin sonrasında takımın içinde bulunduğu takas, imza aksiyonları ve oyun kurucu Trent Green’in sezon öncesi bir maçta sakatlanması ile Warner birden pozisyonunun bir numarası konumuna fırlayıvermişti. Bu olayın ardından koç Vermeil oyuncuya olan güvenini basın toplantılarında sıklıkla dile getirdi.
Aksilikler sonucu oyuncu takımın merkezine oturmuştu. Warner, takımın ona anahtarı teslim ederken tahayyül ettiğinin çok ötesine gitmişti. Önceki sezonu kayıp geçiren ekip, Warner önderliğinde çıkış yaparak sezonu “13-3” ile bitirdi.
Kurt Warner o sezon; %65.1 pas isabet oranıyla 41 touchdown ve 4.353 yard istatistiği ile oynadı. Böylesiner performansı“undrafted”ve tesadüf eseri ilk 11’e yerleşmiş bir oyuncunun sergilemesi akıl almaz bir durumdu. Bu mucizevi çıkışın ardından takımın hücum koordinatörü olan Mike Martz ona; “Greatest show on turf” yani “sahadaki en iyi gösteri” lakabını taktı. Sezonun ilk maçlarında rakip takımları yıkıp geçen oyuncu, Amerikan basının gündemine oturmuştu. Manşetler “kim bu adam?” sorusundan hareketle atılıyordu. Kurt Warner insanları şaşırtmaya devam edecekti. Normal sezon sonunda “MVP” ödülünün sahibi oldu. Peki masal burada bitmiş miydi?
St.Louis Rams, 9 yılın ardından geri döndüğü play-off’larda önüne geleni saf dışı bıraktı ve Super Bowl’a adını yazdırdı. Finalde rakip Tenessee Titans’dı. Maça Kurt Warner imzasını atmıştı. Gönderdiği pasların 45’inde isabet bulan oyuncu hiç interception atmayarak bu alandaki SuperBowl rekoruna ortak olurken, bu paslarda 414 yard kazanarak da bu alanda rekorun sahibi oldu. Kurt Warner “23-16” Rams lehine sonuçlanan maçta, takımını performansı ile şampiyonluğa ulaştıran yegane oyuncu oldu.
1999 sezonundaki peri masalının ardından Rams yönetimi Kurt Warner’ı elinde tutmak için hemen işe koyuldu. Oyuncu ile 7 yıllık bir kontrat yapıldı. Oyuncu sezona hızlı başladı. İlk 6 matça 19 touchdown pası yollayan oyuncu, bu maçların her birinde 300 yard ve üstü pas atarak efsane Steve Young’ın bu alandaki rekoruna ortak oldu. Oyuncunun sezona yaptığı giriş akıllara “peri masalı sürecek mi” sorularını getirdi. Ancak, 6 maç sonunda masala zorunlu bir virgül koyulması gerekti. Oyuncunun el bileği kırıldı ve sezonun geri kalanında forma giyemedi. Rams sezonu beklenenden erken kapadı. Şampiyonluk ertesi sezonu, bu denli bir hayal kırıklığıyla noktalamak kulüp için tatmin edici değildi elbette. Bunun üzerine yönetim bir yıkım başlattı. Takımdan birçok oyuncu kesildi veya takas edildi.
2001… Bu sezon hepimiz için farklı bir hikayeyi temsil ediyor aslında. Kurt Warner her iki hikayenin de önemli aktörlerinden biriydi. Kaseti biraz daha başa sarıp olayları sezon başından itibaren ele alalım. Sakatlıktan dönen Warner adeta ligi kasıp kavurdu. Oyuncu 99 sezonunu performansının da üzerine çıktı ve ligdeki tüm majör pas istatistiklerinde lider olarak, ikinci kez “MVP”ödülüne layık görüldü. Rams ise sezonu “14-2 “lik derecesi ile ligin zirvesinde bitirerek play-off’un yolunu tuttu. Play-off aşamasını sorunsuz geçen takım adını bir sezonun ardından tekrardan SuperBowl’a yazdırdı. Hikayeler işte tam bu noktada kesişecekti. Rams’in rakibi sonrasında adını çok sık duyacağımız, Tom Brady’li New England Patriots’dı.
Maça Patriots tufanına kapılarak başlayan Rams, dördüncü çeyreğe “17-3” geride giriyordu. Umutlar bitme noktasındaydı. Hatta o noktayı bile çoktan aşmıştı. Rams’e ya bir sihir ya da bir efsane lazımdı. Tam da bu noktada, Kurt Warner komutasındaki takım sahaya bunun için gereken karakteri koydu. Maçta son bir buçuk dakikaya girilirken skor “17-17”ye gelmişti. Herkes maçın uzatmalara gitmesini beklerken bu seferki mucize Patriots cephesinden gelmişti. Bitime 7 saniye kala Adam Vinatieri, 48 yard’tan kullandığı field goal vuruşunu sayıya çevirdi ve maçı takımına kazandırdı. Bu şampiyonluk, sonraki 20 yıla damga vuracak hanedanlığın başlangıcı olacaktı.
Şarkının Sonu Mu Geliyordu ?
Kurt Warner kariyerine kısa sürede çok şey sığdırmıştı. Lige tam anlamıyla girdikten sonraki üç yılı adeta; yoğun ve mükemmel melodileri olan sürükleyici bir şarkı gibiydi. Fakat 2002 kariyerindeki ciddi bir düşüşün başlangıcı olacaktı. Oyuncu sezonun ilk maçlarında çuvallamıştı . Her ne kadar yargılamak için kısa bir periyot da olsa, oyuncu neredeyse batırmıştı. Sezonun dördüncü maçında oyuncu kariyerini sekteye uğratan sakatlıklardan birini daha yaşayıp parmağını kırdı ve o sezon yalnızca iki maça daha çıkabildi. Sene sonunda Rams, Warner ile parlak bir gelecek görmediğine kanaat getirdi. Oyuncu serbest bırakıldı.
Boştaki oyuncuya New York Giants bir fırsat verdi. Burada da kredisini erkenden tüketen oyuncu, önce sezonun yarısında formayı çaylak Eli Manning’e kaptırdı. Ardından sene sonu takımdan ayrıldı.
2005 off-season’da oyuncuya üçüncü ve son şansı Arizona Cardinals verdi. Şarkının son notaları tıngırdıyormuş gibi bir hava hakimdi. Oyuncunun burada geçirdiği ilk 3 yıl çokça iniş çıkışa sahne olmuştu. Şarkıda sesler bir kez daha yükselecekti. Yıllar 2008’i gösterirken…
Son Kreşendo
Sezon başlarken Kurt Warner’ın ilk 11’e dönmesinde karar kılındı. Oyuncu tekrardan direksiyona geçecekti. Teknik ekibin verdiği bu karar bir “Anka Kuşu” emsali ile sonuçlandı. Kurt Warner 5 yıl geriye gitmiş gibiydi. O sezon oyuncu takımın liderliğini tamamen ele aldı. 2001’den sonra ilk kez 4,000 yard barajını aşan oyuncu “Pro Bowl” kalibresinde bir performans sergiledi. Bu performansın beraberinde, Cardinals NFC West’i lider bitirdi ve 1998’den bu yana ilk kez play-off’a katılmaya hak kazandı. Post Season’da sırasıyla; Falcons, Panthers ve NFC finalinde Andy Reid’in Eagles’ını yenerek tarihlerinde ilk kez Super Bowl’un yolunu tuttular. Warner büyüsü gecikmeli olarak Arizona temsilcisine de sirayet etmişti. Finalde karşılarına Mike Tomlin’in, Big Ben’li Steelers’ı çıktı. Büyük çekişmeye sahne olan karşılaşmayı Steelers “27-23” kazandı ve Lombardi’yi Pittsburgh’a götürdü. Finalde mükemmel bir performans sergilemiş olsa da(112.3QB Rating) Kurt Warner SuperBowl’dan yine boynu bükük ayrıldı. Ancak bu sezonda herkesin saygısını yeniden sonuna kadar kazandı.
Kellesine Ödül Konmak
Kurt Warner 2009 sezonunun başında Cardinals ile yeniden kontrat tazeledi. Oyuncu bu sezonda da öncekinin tekrarı niteliğinde başarılı bir dönemi geride bıraktı. Ancak kısa süre sonra kariyerine çok ağır bir darbe vurulacaktı.
NFC yarı finalinde Cardinals’ın rakibi New Orleans Saints’ti. Bu maç Kurt Warner’ın kariyerinin biteceği, daha uygun tabirle de bitirileceği maç olacaktı. Karşılaşmanın ilk yarısında, Warner koşu yaptığı esnada rakip savunmanın ona yaptığı şiddetli müdahale ile oyundan çıkmak durumunda kaldı. İkinci yarıda kendini tartan oyuncu ancak 4. çeyreğin ortasına kadar devam edebildi. Maç New Orleans Saints galibiyeti ile sonuçlandı ve sezonun devamında şampiyon oldular. Kurt Warner, sene sonunda sakatlık ve ailesi ile vakit geçirme arzusunu sebep göstererek emekliliğini açıkladı.
2012’de soruşturulan “bounty” skandalında oyuncunun kariyerinin kasten bitirildiği gün yüzüne çıktı.
Kariyerinin ve geride bıraktıklarının ardından rahatlıkla efsane olarak nitelendirebileceğimiz Kurt Warner, 2017’de “Hall of Fame” sınıfına dahil oldu.