NFL

İki Şehrin Hikayesi: Dallas vs San Francisco

Bölüm 1 – Amerika’nın Takımı

Eğer benim gibi Türkiye’de büyümüş biriyseniz, çocukluğunuzda Amerika Birleşik Devletleri’ni kovboylara ev sahipliği yapan ülke olarak tanıma ihtimaliniz oldukça yüksek. Kendi neslim için konuşacak olursam, Red Kit (LuckyLuke) çocukluğumuzdaki en kaliteli çizgi dizilerden biriydi ve muhtemelen bir neslin kovboylar hakkında fikir sahibi olduğu ilk karakterler de Daltonlar, Red Kit ve atı Düldül’dü. Bir, hatta birkaç nesil öncesine gidersek yine ülkemizde yayınlanan en popüler yabancı dizinin “Dallas” olduğunu biliyoruz. 2 Nisan 1978’de Dallas Cowboys’un tarihindeki ikinci Super Bowl zaferinden yalnızca üç ay sonra başlayan dizi 3 Mayıs 1991’e, yani Cowboys’un tarihindeki üçüncü Super Bowl zaferinden bir yıl öncesine kadar 14 sezon boyunca devam etti. Dallas Cowboys bu yıllar arasında şampiyonluk yüzü göremedi ancak henüz bunun hakkında konuşmak için erken. İlk olarak sizlere Dallas Cowboys’un 1978 yılında CBS spikeri John Facenda tarafından konulan “Amerika’nın Takımı” adını nasıl aldığını anlatacağım.Ancak belirtmem gerekiyor ki sebebi dört kovboy kardeş veya bir televizyon dizisi değil.

SuperBowl’a İlk Ziyaret

Cowboys’un Super Bowl ile tanışması 1971 yılına dayanıyor. AFL-NFL birleşimi sonrası oynanan ilk Super Bowl,o zamanki adıyla Baltimore Colts ve Dallas Cowboys arasında oynandı.1966’dan beri Play-Off’larda yerini alan ve Play-Off’ların demirbaşlarından biri haline gelen Cowboys, bunca yıllık emeğinin karşılığını 1970 sezonunda almayı amaçlıyordu ancak işler Hall of Fame üyesi baş antrenör Tom Landry’nin istediği gibi gitmedi ve Cowboys sahadan 16-13’lük bir skorla mağlup olarak ayrıldı. Super Bowl V aynı zamanda mağlup taraftan bir oyuncunun maçın MVP’si ödülünü aldığı tek Super Bowl olarak halen yalnızlığını korumakta. Ödülün sahibi iki interception bir de fumble recovery gibi oldukça iyi bir performansa imza atan Linebacker Chuck Howley olmuştu. Güçlü bir kadroya ve dönemin en iyi baş antrenörlerinden birine sahip olan Cowboys için umutlar tükenmiş değildi.

70’ler Dominasyonu

70’ler Dominasyonu Super Bowl V öncesi Stubach’in onu dinlemeyip kendi oyunlarını seçebileceğinden çekinen Landry, QB1 görevini Craig Morton’a vermişti. Landry önceki sezon ki hatasından ders almış olmalı ki bir yıl sonra bu kez Super Bowl’da QB1 olarak Staubach’ı görevlendirdi. Staubach bu sorumluluğu sezon boyunca olduğu gibi yine hatasız bir şekilde üstlenerek takımının ilk Super Bowl galibiyetini almasında büyük pay sahibi olmasının yanı sıra Super Bowl MVP’si ödülünün de sahibi oldu. Cowboys 1970’li yıllarda yalnızca 1974 yılında Play-Off göremedi.Bu 10 yıllık süreçte 5 defa SuperBowl oynama başarısı gösterdiler. Bunun tek bir anlamı vardı. Super Bowl mu kazanmak istiyorsunuz? O zaman yenmeniz gereken takım Cowboys’tu. Hangi konferansta olursanız olun Super Bowl’un yolu Dallas’tan geçiyordu. 72’ ve 73’ sezonlarında konferans finalinde elenen Cowboys 74’ sezonunu sekiz galibiyet ve altı mağlubiyet ile bitirince Play-Off’lara katılmaya hak kazanamadı.  Bir sonraki sezona toparlanmış bir şekilde giren takım bir Super Bowl daha gördü ancak bu sefer mağlup olmuşlardı. Efsane baş antrenör Don Shula’yı devirmeyi başaran Landry, Chuck Noll’u devirmeyi başaramamıştı. Bu ikili 1979’da yeniden karşı karşıya geldi. Kazanan yeniden Chuck Noll ve öğrencileri oldu. Pittsburgh’e iki final kaybetmiş olsalar da Cowboys 105 galibiyet ve 39 mağlubiyet ile 70’lerin en yüksek galibiyet yüzdesine sahip takımdı. Nerede maçları olursa olsun maçı izleyenlerin çoğunluğu Cowboys formalı oluyordu. Bu kadar başarılı, sevilen ve seyir zevki yüksek bir takım tabii ki de ulusal kanaldaki maç yayınlarına da ambargo koyacaktı. Cowboys’un neredeyse her maçı ulusal kanalda yayınlanıyordu. John Facenda yayına işte tam olarak da bu durumdan dolayı “Televizyonda o kadar sık ​​görünüyorlar ki, yüzleri halka devlet başkanları ve film yıldızları kadar tanıdık geliyor. Onlar Dallas Cowboys, “Amerika’nın Takımı”” sözleriyle başladı. Başlarda Landry bu ismi pek sevmese de zamanla herkes Cowboy’tan “Amerika’nın Takımı” olarak bahsetmeye başlayınca o da kabullenmek zorunda kaldı. Landry’nin bu ismi sevmemesinin sebebi diğer takımların onlara karşı daha motive ve daha hırslı oynayacağını düşünmesiydi. Çünkü her takım “Amerika’nın Takımı” olarak adlandırılmak isterdi.

Smith &Wesson

Bir kovboyun kendinden daha çok güvendiği şey belindeki Smith &Wesson’ıdır. Altıpatlar olarak bildiğimiz silahlar filmlerde gördüklerimizin aksine kolay kolay takılmaz veya başka bir söylemle tutukluk yapmazlar. Dallas’lı kovboyların silahları,10 yıllık yoğun kullanımdan olsa gerek, San Francisco gibi bir rakip karşısında tutukluk yaptı ve kullanılamaz hale geldiler. Yenilerinin alınması bir 10 yıl kadar sürecekti. Bu 10 yıllık süredeyse kasabada yeni bir şerif vardı, “Joe Cool”.

“Joe Cool” ve çetesi ikinci bölümde geri dönecek.

Berk Kahraman

Bu kategoride ilginizi çekecek başka yazılar da var... / Kaçırmayın.
         Paylaş ya da Gönder

NBA Maçlarının TV Programı, Skorlar ve Sonuçlar

Bu kategoride ilginizi çekecek başka yazılar da var... / Kaçırmayın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu