Sezon Arasında Sampiyonluk Yarışına Bakış
2021 F1 sezonu uzun senelerdir görmediğimiz bir şampiyonluk mücadelesine sahne oluyor. 2017-2018 yıllarında Sebastian Vettel ile Lewis Hamilton arasında, 2014-2015-2016’da ise Mercedes pilotları olan Nico Rosberg ve Lewis Hamilton arasında şampiyonluk mücadeleleri görsek de 2012’den bu yana hem markalar hem de pilotlar şampiyonasında sonuna kadar giden bir mücadele görmüyorduk. 2021’de yaşanan Lewis Hamilton- Max Verstappen arasındaki şampiyonluk mücadelesi, bu şekildeki bir şampiyonluk mücadelesinin ne kadar güzel olduğunu hatırlattı. Bu yazıda, şimdilik bu mücadelede neler gördüğümüzü ve sezonun ikinci yarısında neler görebileceğimizden bahsedeceğim.
Sezon başında araç tabanı üzerine yapılan kural değişikliklerinden sonra kış testlerinde, RedBull’un yıllardır benimsediği “Yüksek Rake Açısı”konseptinin avantajlı olduğu ortaya çıkmıştı. “Düşük Rake Açısı” konseptini kullanan Mercedes, Aston Martin gibi takımların ciddi denge problemleri yaşadığını yine kış testlerinde görmüştük. Ancak sezonun ilk 4 yarışında işler hiç düşünülen gibi olmadı. Kuşkusuz RedBull’un temposu vardı ancak İspanya ve Bahreyn’de stratejik olarak, Portimao’da ise tempo bakımından Mercedes güçlü gözüktü. Fakat çoğu kimsenin, araçların hangi alanlarda rakibine göre daha avantajlı olduğuna dair pek fazla fikri yoktu. 2017’de Ferrari yüksek downforce isteyen pistlerde Mercedes ise düzlük performansının ön plana çıktığı pistlerde daha avantajlı idi. 2012’de ise Ferrari düzlük performansı olarak daha iyi, RedBull ise yüksek downforce isteyen pistlerde daha iyi bir görüntü çiziyordu. Bu nedenle Mercedes ve RedBull arasındaki güç dengesinin bilinmezliği bir tahmin edilemezlik ve bununla birlikte bir heyecan unsuru oluşturuyordu. Sonrasında gelen iki şehir pisti olan Monako ve Bakü’de ise RedBull’un mekanik yol tutuşu açısından ciddi bir üstünlüğü olduğunu gördük. Bu iki yarışın ardından Max Verstappen ezici üstünlüğünün puan olarak tam karşılığını alamasa da ardından gelen Paul Ricard ve 2 RedBull Ring yarışını da kazanmasıyla, puan farkını 32’ye kadar çıkarmıştı. Üstelik RedBull’un sadece mekanik yol tutuşu olarak değil, aynı zamanda düzlük hızı ve yüksek hızlı virajlarda da son derece güçlü olduğunu görmüştük. Domine bir şampiyonluk çok uzakta görünmüyordu.
Silverstone Mercedes için bir dönüm noktası olacaktı. Verdikleri demeçler, İngiltere’de istedikleri sonuçları elde edemedikleri durumda “ArGe” çalışmalarını tamamen 2022 sezonuna kaydıracakları yönündeydi. Ancak Sprint yarışında pole pozisyonunu Max Verstappen’e kaybettikten sonra, yarışın ilk turunda Copse’ta Hamilton ve Verstappen arasında yaşanan temas sonucu Verstappen bariyerlere, Hamilton ise aldığı 10 saniye cezaya rağmen yarış galibiyetine uçtu. Macaristan GP’sinde ise Valtteri Bottas’ın ilk tur katliamından nasibini alan ve yarışa sağ bargeboardu olmadan devam eden Max Verstappen, son iki yarıştan sadece 1 puan alırken; Macaristan’da rahat bir 1. alabilecek iken yapılan stratejik hatadan dolayı 2. sıraya razı olan Lewis Hamilton son iki yarıştan 44 puan aldı. Yani Verstappen sadece son iki yarışta şampiyonadaki rakibine 43 puan kaybetti. Bu kadar çok üstünlüğün el değiştirdiği bir şampiyonada henüz yaşanmayı bekleyen birçok olay var gibi var duruyor.
Sezonun devamı için neler bekleyebiliriz? Araç performansları açısından bu kadar ipucu bulunmayan bir sezon için somut veriler ile yorum yapmak son derece zor. Sezon başında Portekiz ve İspanya’daki performansıyla yüksek downforce performansı isteyen pistlerde Mercedes favori gözükse de Paul Ricard’daki performansı ile bu konudaki avantajı RedBull almış gibi görünüyordu. Ancak, her ne kadar elimizde Macaristandaki sıralama turları dışında kaliteli bir veri olmasa da, Mercedes yine bu tip pistlerde avantajı almış gözüküyor. Düzlük hızı olarak özellikle RedBull Ring’de RedBull çok güçlü gözükse de Silverstone’da Mercedes’in Spec2 motoru ile bu fark azalmış gözüktü. Dolayısıyla performans tahmini yapmak çok güç. Singapur’un da takvimden çıkması ile RedBull’un tartışmasız üstün gözüktüğü, mekanik yol tutuşunun ağırlıkta olduğu pist sayısı azaldı. Dolayısıyla bu kadar fazla alanda birbiriyle rekabet edebilen iki aracın, takımın ve pilotun bu mücadelesini, ölçüsü olmayan “metafizik” kavramlar belirleyecek gibi gözüküyor. Şans; Lewis Hamilton 2016 Malezya’dan beri, bu sezonun yarısını da kapsayacak şekilde yanında olan dostunu her zamanki gibi çok iyi kullansa da geçen yıllara kıyasla aksadığını söylememiz gerekir. İmola’daki kazasında hem ciddi bir hasar almaması hem de hemen ardından çıkan kırmızı bayrak ile çok iyi bir telafi sürüşü ile 2. bitirmesi ile Silverstone’da Verstappen ile temasından sonra kayda değer bir hasar almaması ve sonucunda yarışı kazanması, Hamilton’ın kariyeri boyunca çokça gösterdiği şansı iyi kullanma özelliğinin güzel örneklerindendi. Ancak Azerbeycan’da Verstappen’in kazasından sonra yaptığı hata ve Macaristan’da çok rahatlıkla kazanacağı yarışı 2. tamamlaması ( Mercedes pit duvarının payı çok olsa da) Hamilton’ın yenilmez armada döneminde çok görmediğimiz hatalardandı.
Şampiyonanın Verstappen tarafında ise işler şu ana kadar pek yolunda gitmedi. Bahreyn’de Hamilton’a pist dışından yaptığı atağın sonucunda geri verdiği sıra ile kaçırdığı galibiyet, İspanya’da Mercedes’in stratejik hamlesine pit duvarından verilemeyen yanıt, Azerbeycan’da rahat bir galibiyete giderken kendisi açısından şansız bir lastik patlaması ile puan alamaması, Silverstone’da Hamilton ile yaşanan temas sonucu 33 puanlık bir potansiyel kayıp ve son olarak Macaristan’da, Bottas’ın Stroll ile düzenlediği bowling partisinde Norris ile yaşadığı temas… Verstappen için sezon ortasına kadar yolunda gitmeyen şeyler o kadar fazlaydı ki bu okuduğunuz yazının yarısını doldurdu. En azından bu kadar aksaklığa rağmen Hamilton’ın 8 puan gerisinde yaz arasına gitmesi ve ikinci yarısında bundan daha fazla aksaklık yaşayamayacağını bilmesi Verstappen için umut verici. Ancak Verstappen’in daha az şansızlık yaşamadığı bir zaman çizgisinde bile son yarışlarda görüldüğü üzere Mercedes’in araç performansı olarak RedBull’a yaklaşması, şampiyonluğu iki tarafa da eşit uzaklıkta konumluyor. Şuanlık şampiyonluk yarışını; 2022 regülasyonları üzerine kimin daha önce odaklanacağı, özellikle pist üzerinde bu kadar karşılaşan iki pilotun mücadelelerinde kimin mental olarak daha üstün olacağı gibi konuların belirleyeceğini söylemek yanlış olmaz. Sonuç olarak son yıllarda görmediğimiz kadar zevkli, heyecanlı ve yakın bir mücadelenin bizi beklediğini düşünüyorum..