Genel BasketbolNBA

Değişen Oyun Basketbol: NBA ve İleri İstatistikler

Basketbolun ana istatistikleri olan sayı, ribaund, asist, blok ve top çalmayı en az bir kez bile basketbol maçı izlemiş olan herkes duymuştur.

Basketbolda bu ana istatistikler oyunun oynanmaya başladığı ilk günlerden beri tutulmaktadır. Fakat oyunun temel dinamiklerinin değişmesi, ileri matematiğin gelişmesi, büyük veri analizinin değerinin artmasıyla beraber istatistiklerin devrimi de başlamış bulunmaktadır.

2004-05 sezonundaki Phoenix Suns ile birlikte basketbolda değişim başlamıştı. Fakat o günlerde istatistik biliminin ve büyük veri analizinin bu kadar gelişmemiş olması ve alışılmış basketbol görüşleri nedeniyle izleyiciler ve oyuncular Phoenix Suns basketbolunun önümüzdeki dönemlerin bir projeksiyonu olduğunu tam olarak anlayamamışlardı.

Normal sezonu Batı Konferansı 1.si olarak bitiren Phoenix Suns kendilerine göre daha kabullenilmiş bir basketbol oynayan San Antonio Spurs’e konferans finallerinde kaybedince bu değişim rüzgarına bir darbe gelmişti.

2004-05 Phoenix Suns’ın basketbol devrimini tempo açısından hiçbir takım takip edemedi. Fakat 2009-10 senesinin Orlando Magic takımı modern basketbolun yeni olmazsa olmazı alan paylaşımını sahada bizlere göstermeye başladı. Eski tip bir uzunu 4 şutör ile destekleyen bu yapı NBA Finalleri’ne kadar çıkmayı başardı. Orlando takımının başarısı, üçlüğün ve alan paylaşımının önemini diğer tüm takımlara göstermiş oldu.

NBA’de başarıyı taklit etmek veya ondan feyz almak kaçınılmaz bir durum. Trendlere ayak uyduramazsanız bir anda çok geride kalabilirsiniz. Fakat trendleri takip ederken üstüne yeni şeyler de eklemeniz lazım ki fark yaratabilesiniz. 1 uzun 4 şutörlü sistemler 2009-10 senesinden sonra artarak devam etti. Fakat bu oyunun gelişeceği daha çok nokta vardı. O noktalardan biri de uzunun yapısı. Eski tip uzunlardan el hassasiyeti veya şut desteği beklemezsiniz. Ama 09-10 senesiyle beraber şampiyon olan takımların uzunları (Gasol-Nowitzki) yavaş yavaş bu özelliklerini de sahada göstermeye başlamışlardı.

2012-13 senesine geldiğimizde ise 3 süper starı kadrosuna katan Miami Heat sadece süper starların yetenekleriyle değil değişen oyunun üzerine kattıklarıyla beraber iki kez üst üste şampiyonluk kazanmayı başarmışlardı. Peki neydi bu farklılıklar? İlk olarak Gasol ve Nowitzki gibi bir uzun olan Chris Bosh’u tek başına kullanmaya karar verdi Miami Heat takımı. Chris Bosh’un şut ve asist katkısından yararlanırken ek olarak savunmada adam değiştirebilme özelliği(switch) ve topu yere vurabilme özelliğiyle beraber modern uzundan beklenilenlerin çoğunu almayı başardılar. Takım içinde neredeyse tüm oyuncuların topla bir şeyler üretebiliyor olması modern basketbolun yeni isteklerinden biriydi. Miami Heat takımı bu konuda da epey ilerleme kaydetmişti.

Modern Basketbol ve Temsilcileri

Ve gelelim 2017-18 Batı Konferans Finali’ne. Modern basketbolun iki farklı anlamda temsilcisi olan GSW ve Houston Rockets takımları NBA tarihine geçen bir playoff serisinde ”Modern basketbol nedir?” sorusuna cevap niteliğinde 7 maç oynadılar. Bu seri üzerine ayrı bir yazı bile çıkar. Hatta yabancı örnekleri çokça vardır. Fakat biz kısaca bu iki takımın oyunda yaptığı devrimden söz edelim. İlk olarak kazanan takım GSW ile başlayalım. 2012-13 Miami Heat takımı gibi bir süper star karması bu takım. Fakat dediğimiz gibi sadece süper star yetenekleri ile değil. Draymond Green gibi bir oyun kurucu pivota sahip olmalarıyla, Kevin Durant gibi bir çember savunucu forvete sahip olmalarıyla, Stephen Curry gibi bir mesafesiz şutöre sahip olmalarıyla bu takım modern basketbolun pozisyonsuz oyununu gösteren ilk örneklerinden biri.

Artık saha içindeki tüm oyuncular tüm alanlara katkı yapmak zorunda. Şutör Klay Thompson karşı takımın uzununu savunabilir. Pivot Draymond Green bir maçta 15 asist yapabilir. Kural yok. Pozisyon ne gerektirirse herkes onu oynar. Rakip Houston Rockets’a gelecek olursak, aslında kapak fotoğrafında sağ tarafta gördüğünüz o saha içi atış denemeleri Houston Rockets’ın bu oyunda yaptığı devrimin en belirgin göstergesi. Houston Rockets’ın oyununda orta mesafe şutu yasak. Evet gerçekten yasak. GSW takımında kural yoktu. Houston’ın tek kuralı ise bu. Orta mesafe değersizdir. İşte ileri istatistiklerin ve büyük verinin oyuna etkisi. Modellemelere göre bu oyunu kazanmak istiyorsan üçlük isabeti bulmak zorundasın. Eğer üçlük atamıyorsan boyalı alandan bitirmek zorundasın. Orta mesafeden topu potaya atman bazen atmamandan bile daha iyi.

Oyunun nasıl değiştiğinden ve temsilcilerinden bahsettikten sonra artık duymaya başladığınız ve ileride daha da duyacağınız ileri istatistiklerden bahsedelim. Sayı, ribaund, top çalma, blok vb. istatistikler tabii ki de çok değerli fakat oyunu bazı durumlarda tam olarak anlatamıyor. İzlemediğiniz bir maçta 30 sayı atmış bir oyuncunun iyi bir maç geçirdiğini düşünebilirsiniz. Fakat o oyuncu 30 sayıyı %20 True Shooting ile attıysa durum pek de öyle değildir.

Gelin şu ileri istatistiklerin neler olduğuna bakalım. Bizim bahsedeceğimiz ileri istatistiklerin dışında bir çok ileri istatistik bulunuyor. Fakat şimdilik en çok bahsedilen ileri istatistiklere göz atacağız.

True Shooting adı üstünde bir gerçek atış yüzdesidir. Görseldeki gibi hesaplanır ve oyuncunun skor verimliliğini iyi bir şekilde gösterir.

Versatility Index bir çok yönlülük indeksidir. Oyuncunun sayı, ribaund, asist üretme yeteneğini ölçer. Ortalama oyuncular indekste yaklaşık 5 puan alırken en iyi oyuncular 10’un üzerinde puanlar alır.

RAPTOR bir oyuncunun, lig ortalamalı bir oyuncuya göre her 100 pozisyonda takımının hücum ve savunmasına katkıda bulunduğu puanların sayısını ölçen bir artı-eksi istatistiğidir. Yani sizin ortalamadan ne kadar iyi veya ne kadar kötü olduğunuzu gösteren bir istatistik diyebiliriz. Üniversitelerdeki çan sisteminin daha gelişmişi olarak kafamızda yer edinebilir.

Usage Rate aralarında en karmaşık görünen hesaplama olabilir. Fakat basitleştirmek gerekirse bir takımın hücumda ve savunmadaki aksiyonlarda o oyuncunun yüzde kaçlık etkisi olduğunu hesaplayan istatistik diyebiliriz. Mantıken bir oyuncunun 5 kişilik bir takımda %20lik bir aksiyonun içinde olması gerekir. Usage rate istatistiğinde %20den ne kadar fazla ve ne kadar az ise o oyuncunun o takımdaki egemenliğini anlayabiliriz. Örneğin 2019-20 sezonunun usage ratei en yüksek oyuncusu %37.5 ile Giannis Antetokounmpo’dur. Giannis’i %36.8 ile Luka Doncic ve %36.2 ile James Harden takip eder.

Erdem ÇIRAGÖZ

         Paylaş ya da Gönder

NBA Maçlarının TV Programı, Skorlar ve Sonuçlar

Erdem Çıragöz

Sporu konuşmayı, yazmayı, izlemeyi seven genç. Twitter: erdemciragoz Instagram: erdemciragoz

Bu kategoride ilginizi çekecek başka yazılar da var... / Kaçırmayın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu