Sizleri dokuz sene geriye, 2011 senesinin Aralık ayına götüreceğim. Daha net olmak gerekirse NBA gündemine bomba gibi düşen bir takas haberiyle güne uyandığımız 8 Aralık 2011 sabahına. 2010 NBA Şampiyonu Los Angeles Lakers, hali hazırda iddialı kadrosuna Orlando Magic ile harikalar yaratan Dwight Howard’ı katmıştı. 2011 şampiyonluğu için de ibreler Lakers’i gösteriyordu. Ancak dönemin Los Angeles Lakers Genel Menajeri Mitch Kupchak, henüz tatmin olmamıştı. Akıl almaz bir projeyle NBA takipçilerinin karşısına geçecekti. Yıldız oyun kurucusu Chris Paul’u üçlü bir takas ile Los Angeles’a getirecekti. Taraflar anlaşmış, imzalar neredeyse atılmıştı. Tarihi takasın koşulları şöyleydi:
- Los Angeles Lakers: Chris Paul (New Orleans Hornets’tan)
- New Orleans Hornets: Lamar Odom (Los Angeles Lakers’tan), Luis Scola, Goran Dragic, Kevin Martin, 2012 1. tur draft hakkı (Houston Rockets’tan)
- Houston Rockets: Pau Gasol (Los Angeles Lakers’tan)
Los Angeles şehri bu haberle çılgına dönse de sevinçleri kısa sürdü çünkü dönemin NBA komisyoneri David Stern, takası alışılagelmedik bir kararla veto etti. Ona göre bu kararın arkasında yatan sebep basketbolla alakalıydı: Lakers ile diğer takımlar arasındaki güç farkının aşırı şekilde artmasından çekiniyordu. Ancak hem taraftarlardan hem de ligin içindeki oyuncu ve yöneticilerden tepki toplayan bu kararın asıl sebebinin basketbolla alakalı olmadığı aşikar. Bu takasın o dönemlerde sahipliğini NBA’in üstlendiği Houston Rockets’ın çıkarlarına aykırı oluşu öne sürülen birincil teori.
Gelelim 2020’ye. Yine geride bıraktığımız sezonun şampiyonu Los Angeles Lakers. Yeniden Chris Paul iddiaları gündemde.
Batı Konferansındaki yöneticilerinden biri, Amerikan spor medyasının önde gelen kuruluşlarından Bleacher Report‘a takas hakkında görüşlerini belirtmiş: “Chris Paul Los Angeles’a gelmeyi çok istiyor. (Bu takasın) Chris Paul için hayalinin gerçekleşmesi demek olduğunu biliyorum.”
Ancak Chris Paul beraberinde parkedeki katkısını getirmeyecek. Temel problem, kendisiyle birlikte getireceği 2 sene için $85.6M’lık kontratı. İkinci senesinde kontratından çıkıp Lakers’a yardım eli uzatabilir, ancak önümüzdeki yıl 36 yaşına girecek Chris Paul’un $44M’a hayır diyeceğini hiç zannetmiyorum.
Los Angeles Lakers’ın Chris Paul’u kadrosuna katabilmek adına en az $33M’lık maaş boşluğu açması gerek. Peki bunu nasıl yapacak? Aşağıdaki oyuncuları takaslayarak:
- Danny Green ($15.4 M)
- Avery Bradley ($5 M)
- JaVale McGee ($4.2 M)
- Kyle Kuzma ($3.6 M)
- Quinn Cook ($3 M)
- Alex Caruso ($2.75M) ya da ilk tur 28. sıra draft hakkı ($1.9M)
LeBron’a sahip olmak demek, şampiyonluğun en güçlü adaylarından biri olmak demek. Los Angeles Lakers’ın zorlu rakipler arasından sıyrılıp ekstrem Bubble koşullarında şampiyonluğu bunun ispatı niteliğinde. Aynı Chris Paul gibi LeBron da bu sene 35 yaşına girdi. Lakers hazır LeBron James’in son demlerinden faydalanabilecekken yapabileceği her şeyi yapmalı. LeBron sonrası dönemde Lakers’ın şampiyonluk şansının hayli düşeceğini öngörmek zor olmasa gerek.
Tabi ilk beşi yıldızlarla doldurmak uğruna zaten zayıf olan kadro derinliğini ve bench katkısını iyice sıfırlamak doğru değil. Los Angeles Lakers Genel Menajeri Rob Pelinka, yeni sezon öncesi kollarını sıvayarak işe koyulmaya başlasa iyi olur çünkü Chris Paul takviyesinin yanına ortalama bench katkısı verebilecek bir rotasyon kurabilirse Lakers hanesine 18. şampiyonluğunu yazdırabilir.
