F1

Şampiyon Kanı: Rosbergler

Formula 1’de babasının ardından yarışan oğullar, amca-yeğenler hatta dedesinden yıllar sonra yarışan torunları zaman zaman görebiliyoruz. Ancak babasının ardından şampiyonluğa ulaşan bir oğulsanız, soyadınız ya Hill ya da Rosberg’dir.

Bugün biz de bu yazımızda baba oğul şampiyon olmuş 2 aileden biri olan Rosbergleri sizin için anlatacağız.

Keke Rosberg

Baba Rosberg 6 Aralık 1948 yılında İsveç’in Solna kentinde dünyaya geldi. Minik Keke’nin babası bir veterinerdi. Keke henüz 2 yaşındayken babasının işi gereği memleketleri olan Finlandiya’ya taşındılar. Küçük yaşlarında karting serüvenine atılan Keke için ilk turnuva zaferi, 17 yaşındayken yerel bir karting şampiyonasında geldi ancak bu sadece onun için bir başlangıçtı. 1 yıl sonra ilk olarak Finlandiya karting  şampiyonu olmayı başarırken aynı yıl İskandinav karting şampiyonluğunu da alarak adından söz ettirmeye çoktan başlamıştı. Takvimler 1970 yılını gösterdiğinde globalleşmeye başlayan Keke, Finlandiya ve Avrupa dışında çıktığı ilk şampiyona olan 1970 Dünya Karting Şampiyonasında başarılı bir sene geçirirken sezonu 5. tamamlayarak iyi bir sonuç elde etti.

Formula 1 Kariyeri

Dönemin ikonik bıyıklarıyla Formula 1’e nam salacak olan Keke için F1 kariyeri, 1978 yılında ATS Racing takımıyla başladı. İlk senesinde puan alamayan Keke, bir sonraki sezon Olympus Racing takımıyla da hayal kırıklığı yaratarak 2 yıl üst üste sezonu puan alamadan kapattı. 1 yıl sonra takvimler 1980 yılını gösterirken tekrar takım değiştiren Keke, eski F1 şampiyonu Emerson Fittipaldi’nin takımı olan Skol Fittipaldi takımı ile hem ilk puanını kazanıyor hem de sezon içerisinde ilk podyumunu yakalayarak genel klasmanı 10. sırada tamamlıyordu.  Genel anlamda yavaş bir araç olan Fittipaldi aracıyla gösterdiği sürüş Frank Williams’ı etkileyecek olacak ki, 1982 yılında ona Williams koltuğunu bahşediyor. 82 sezonunda Nelson Piquet, Nigel Mansell, Alain Prost ve Niki Lauda gibi isimlerle yarışan Keke için sezon pek iyi başlamamıştı. Brezilya yarışında diskalifiye edilen Rosberg, bir sonraki yarış olan ABD GP’sinde 2. olarak, sezonun kendisi adına ilk podyumuna çıkmış oldu. Keke sondan 3. yarış olan Fransa GP’sinde damalı bayrağı gören ilk isim olurken bu onun için kariyerinin ilk zaferi anlamına geliyordu. Sezonu sadece Fransa GP galibiyeti ve 6 podyumla kapatan Keke artık Formula 1’in yeni şampiyonuydu. Şampiyonluğundan sonra 3 yıl daha Williams takımıyla yarışan Keke, bu süreçte kariyerine 4 galibiyet daha ekledi ve takımdan ayrılarak McLaren’in yolunu tuttu. 1986 yılında Mclaren takımıyla hayal kırıklığıyla dolu bir sezon yaşayan Rosberg, sezon boyu sadece 1 podyum yakalayabildi ve sezonu 6. tamamlayarak Formula 1 sahnesinden çekildi.

rosberg2

Nico Rosberg

27 Haziran 1985 Yılında eski Formula 1 şampiyonu Keke Rosberg’in Nico Erik Rosberg adında bir oğlu dünyaya gelir. Babası Fin annesi Alman Vatandaşı olan Nico’nun arabalara olan ilgisi o çok küçük yaşlardayken fark edilir. Henüz 6 yaşında kartinge başlayan Nico için kariyer basamaklarını bir bir tırmanma aşaması böylelikle başlamış olur. Nico’nun karting yıllarından en yakın arkadaşı ise hepimizin bildiği o isimdir… Evet, ileriki yıllarda rekabete tutuşup araları bozulacak olan Lewis Hamilton’dan başkası değil. 2005 Sezonunda ART GP takımıyla GP2 Şampiyonluğu yaşayan Nico için, kariyerini en üst seviyeye taşıma fırsatı olan Formula 1 sahnesinin kapısı böylece aralanmış oldu.

rosberg-3

Formula 1 Kariyeri

Babasını kendisine idol olarak gören genç Rosberg, babasının şampiyonluk yaşadığı takım olan Williams ile 2006 sezonunda Formula 1 sahnesine çıktı. Çaylak yılı olan 2006 sezonundaki ilk yarış Bahreyn’de 7. olarak kariyerinin ilk puanlarını kazanmış oldu. Sezonun kalanında ise sadece İspanya’dan puan çıkaran genç Nico, takım arkadaşı Mark Webber’in gerisinde kalarak genel klasmanı 17. Sırada tamamladı. Formula 1 kariyerinde ilk hedefi olan podyum ise Nico için 2008 sezonunun açılış yarışı olan Avustralya ayağında geldi. Yarışın kazananı Lewis, yarışta 3.olan en yakın arkadaşı Nico ile karting yıllarından beri hayalini kurdukları podyuma beraber çıkmanın sevinci içindeydiler. Sezonun kalanında fazla varlık gösteremeyen Nico, Monza’da 2. olur ve sezonu 2 podyumla beraber 17 puanla 13. kapatır. Williams takımıyla son yılı olan 2009 sezonunda podyum yakalayamasa da sezonu ilk 10 içerisinde 7.bitiren Nico, büyük takımların radarına girdi. 

Bu kategoride ilginizi çekecek başka yazılar da var... / Kaçırmayın.

Mercedes Yılları

2009 yılında, Ross Brawn yoktan var ettiği takımı Brawn GP’yi şampiyon yaptı. Sezon sonunda takımını Mercedes’e 110 milyon pound’a satmasıyla Nico Rosberg, 2010 yılında kendisini ülkesinin takımı olan Mercedes takımında buldu. Rosberg’e bu macerada ilk eşlik edecek takım arkadaşı ise spora 3 yıl sonra geri dönen efsane pilot Michael Schumacher’di. Nico’nun üstündeki baskılar büyüktü, böylesine dev bir takım arkadaşına karşı neler yapacağı ise F1 severler tarafından bir merak konusu haline gelmişti. Schumacher’in takımdaki vizyonu ise sadece pilotluk değil aynı zamanda takıma bir yol gösterici olarak takım dinamiklerini yukarıya taşımak ve yeni kurulmuş Mercedes F1 takımı için iyi bir PR çalışması yapmaktı. 

2010 Sezonu Nico Rosberg için harika bir sezondu. Kazandığı 3 podyumla beraber toplam 142 puan toplayan Nico, takım arkadaşı Schumi’yi deyim yerindeyse adeta domine etti ve neredeyse 2 katı puan topladı. 2011 ve 2012 sezonları da takım içi rekabette 2010 yılından farksızdı. Nico yaşı ilerleyen takım arkadaşını 3 sene boyunca domine ederken, kendisi için yeni bir başarının kilidi 2012 sezonununun Çin GP’sinde açılacaktı. Sezonun 3. yarışı olan Çin GP’de ilk pole pozisyonunu kazanan Nico, pazar günü de hatasız bir sürüş gerçekleştirerek kariyerinin ilk zaferine ulaşmıştı.

rosberg-4

2013 Sezonu Nico için yeni bir meydan okumanın başlangıç yılıydı. 2012 sezonunun ardından emekli olan Schumacher yerine takıma Lewis Hamilton katılıyor ve ikili arasındaki ezeli rekabet böylelikle başlıyordu. 2013 yılında Hamilton’la yakın bir performans gösteren Alman pilot, sezonu genel klasmanda 6. bitirdi ve Mercedes’i takımlar şampiyonasında Hamilton’la beraber ikinciliğe taşımış oldular. İç savaşın ilk kıvılcımları 2014 sezonunda Mercedes’in yenilmez bir araba yapmasıyla başladı. Nico sezona galibiyetle başlamasına rağmen Hamilton, sezon genelinde ondan daha başarılı bir performans sergiledi. Sezonun son yarışı olan Abu Dhabi’de çift puan sistemi sayesinde şampiyonluk iddiası olan Nico, yarışta güç ünitesi arızası yüzünden  yarış dışı kaldı ve sezonu 2. sırada noktaladı. 2015 sezonunun başlarında takım arkadaşının gerisinde kalan ve şampiyonluğu rakibine kaptıran Rosberg, sezonun son 3 yarışını kazanarak 2016 sezonunda savaşmaya hazır olduğunu hepimize göstermişti aslında. Takvimler sonunda 2016’yı gösterdiğinde, Nico hedefi olan şampiyonluğa hiç olmadığı kadar yaklaşıyordu. Sezona dörtte dörtle başlayarak Hamilton’a 43 puan fark attı ve liderliğe adeta çöktü. 5. yarışta jeneriklere girecek, tarih boyunca konuşulacak olan İspanya GP’deki o kaza yaşandı. İki eski dost arasında artık soğuk rüzgarlar şiddetlenmiş, aralarındaki arkadaşlık bağı tamamen kopmuştu. Sezonun son yarışı Abu Dhabi’ye Rosberg 12 puan farkla lider gelmişti ve yarışta podyum yakalaması ona hayalleri olan şampiyonluğu getirecekti. Yarışta pole pozisyonundan başlayan Hamilton bilerek hız kesiyor ve 2. olan takım arkadaşının sıra kaybetmesini istiyordu ancak çabaları sonuç vermedi, Nico damalı bayrağı 2. geçen isim oldu. O, artık şampiyon bir babanın, şampiyon oğluydu. 

Peki sonra ne oldu?

Nico Rosberg kariyerinin zirve noktasında iken, henüz 5 gün önce şampiyonluk kazanmasına rağmen emekli olduğunu açıkladı. Nico’nun fazlasında gözü yoktu, hayali olan şampiyonluğu kazandı ve tam da bu noktada F1 sahnesine, aynı babası gibi, tek şampiyonlukla veda etti.

rosberg-5
         Paylaş ya da Gönder

NBA Maçlarının TV Programı, Skorlar ve Sonuçlar

Bu kategoride ilginizi çekecek başka yazılar da var... / Kaçırmayın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu