Talihsiz Serüven: Romain Grosjean
Romain Grosjean, 17 Nisan 1986 tarihinde İsviçre’nin Cenevre kentinde dünyaya geldi. Doğum yeri İsviçre olsa da Fransız vatandaşı olan Romain, her motor sporları sevdalısı pilot gibi çocukluğundan bu yana bu spora tutkuyla bağlı kaldı. Grosjean, karting yarışları dışında resmi olarak ilk kez 2003 yılında yani 17 yaşındayken Formula 1.6 Gençler Yarışları vasıtasıyla piste çıktı. Yer aldığı 10 yarışın hepsinde galibiyet başarısı göstererek kendinden söz ettirmeye başladı. Bu başarının ardından 2004 yılında Formula Renault ve Formula Renault 2000 Eurocup organizasyonlarına da katılım sağladı. Bu iki organizasyonda da istikrarlı sonuçlar ve 4 podyum alarak kariyerine yön vermeye devam etti. 2005 senesi ise Grosjean için daha verimli geçti. Katıldığı Fransız Formula Renault Şampiyonası’nda 16 yarışa çıktı. Bu yarışlardan 10 tanesini birincilikle sonuçlandırırken 13 kez podyum başarısı gösterdi. 2006 senesinde Formula 3 Euro platformunda zaman zaman iyi sonuçlar alan Romain Grosjean için artık kendini kanıtlama şansı gelmişti. 2007 yılında Formula 3 Euro’da sezonu birincilikle bitirmesinin ardından 2008 yılında GP2 serisinde Barwa Addax takımıyla 12 yarışa çıktı. Bu yarışlardan 2 tanesini galibiyetle sonuçlandırmış ve 6 podyum başarısı göstermişti. Genel sıralamada dördüncü sırada yer almış ve artık Formula 1 takımları da bu ismi sık duyar hale gelmişti. Ayrıca o yıl Formula 1 takımlarından birisi olan ING Renault’un test pilotluğunu da yapıyordu. 2009 senesi geldiğinde ise aradığı fırsatı buldu ve sezon ortasında Nelson Piquet Jr. Yerine Renault pilot koltuğunu kaptı.
Sezon ortasında o koltuğa oturduğu için Grosjean’dan beklenti yüksek değildi. Fransız pilot, piste çıktığı 7 yarışın hiç birinde puan alamadı. Hayalini kurduğu o koltuğun ona gelişi çok ani olmuştu ve o bunun için hazırlıksızdı. 2010 yılı da onun için kabus gibi başladı. Grosjean Formula 1’de gelecek vadeden bir test pilotu konumundayken apar topar bir şekilde kurtlar sofrasına atılmış ve başarısız olmuştu. Yedi yarışlık performansına bakarak koltuğu elinden alınmış ve test pilotluğu konumuna bile geri dönememişti. Haksızlığa uğradığını düşünüyordu ve belki de haklıydı. Henüz 24 yaşındaydı ve tüm o başarılı özgeçmişi 7 yarışta silinmişti. Formula ona sırt çevirmişti. Romain Grosjean, hayatı boyunca her şeyi yapmış olabilir ama yapmadığı tek bir şey vardı. Pes etmek. Tıpkı, yıllar sonra Bahreyn’de yaşayacağı kaza sonucunda alevlerin içinde pes etmeyişi gibi…
Koltuğunu kaybedişinin ardından 2010 senesinde birçok organizasyonda yer aldı. GP2, Auto GP, GT1 gibi şampiyonalarda yarışarak istikrarlı sonuçlar aldı. 2011 senesinde ise asıl patlamayı gerçekleştirdi. GP2 ve GP2 Asya Serisi’nde harika sonuçlar aldı. İki organizasyonu da birinci bitirdi ve o sene Lotus F1 takımının test pilotluğunu yaptı. 2012 senesi geldiğinde ise Formula 1’de Lotus koltuğunu almayı başardı. İki sene önce hazırlıksız yakalandığı maceraya artık sonuna kadar hazırdı. Romain Grosjean ilk iki yarışta DNF olsa da inanılmaz bir sezon geçirdi. Belki intikam, belki tutkuydu ama o resmen uçuyordu. 2012 sezonunda Romain Grosjean, üç kez podyum başarısı göstererek sekizinci sırada yer aldı. Tek dezavantajı ise Kimi Raikkonen’in takım arkadaşı olmasıydı. Raikkonen sezonu Grosjean’ın beş sıra önünde üçüncü sırada bitirmişti. 2013 sezonunda ise Romain Grosjean her sene üzerine koyarak gittiğini kanıtlıyordu. Toplam 6 podyum başarısı göstermiş ve yedinci sırada sezonu bitirmişti. Bu sefer Raikkonen’in 2 sıra arkasında kalmıştı. 2014 sezonunda ise Lotus takımı bir hayli gerileme yaşıyordu. Pastor Maldonado ve Romain Grosjean sürücü koltuğundaydı ve geçmiş sezonlara oranla kabus gibi bir sezon geride kalmıştı. Romain, sezonu takım arkadaşının iki sıra önünde 14. olarak bitirmişti. Yine de Lotus ile 2015 için anlaşmıştı. Kimi Raikkonen gibi bir isimden sonra Romain Grosjean’ı da kaybetme riskini almak Lotus’un avantajına olmazdı. Romain Grosjean bu sezonu takım arkadaşının üç sıra önünde 11. olarak sonuçlandırdı. Hatta Belçika’da podyum başarısı göstermişti. Ne yazık ki bu onun kariyerindeki son podyumu olacaktı.
2016 yılında Formula 1’de yeni bir takım vardı. Amerikan takımı Haas, Formula 1 arenasında yerini alacaktı. Romain Grosjean ve Esteban Gutierrez ise bu takımın ilk sezon sürücüleri olacaktı. Romain Grosjean, Haas takımıyla ilk sezonunu takım arkadaşının sekiz sıra önünde 13. olarak bitirdi. Daha yeni bir takımdı ve ilerleyen sezonlarda takımın gelişmesini bekliyordu. 2017’de Haas ile ikinci sezonuna giriyordu ve artık 31 yaşındaydı. Bu sezonu da 13. Sırada bitirdi. Bu sefer yeni takım arkadaşı olan Kevin Magnussen’in bir sıra önündeydi. Yaşı ilerliyor, zaman geçiyor ama Haas ilerleme kaydedemiyordu. 2018 senesinde ise talihsizlikler peşini bırakmıyordu. Yaşadığı kazalarla alay konusu olmaya başlamıştı. Sezon sonunda ise korktuğu başına gelmişti. Kevin Magnussen’in beş sıra arkasında sezonu tamamlamış ve takımın gözde pilotu olarak görülmemeye başlamıştı. 2019 sezonunda ise yine yarış dışı kalışıyla gündeme gelen bir Grosjean yer aldı. Artık Formula 1’in sakar sürücüsü haline gelmişti. Geçmişteki başarıları unutulmuş, sadece talihsizlikleri akılda kalır hale gelmişti. 2019 sezonunu takım arkadaşının 2 sıra gerisinde 18. olarak bitirmişti. 2020 sezonu ise artık Romain Grosjean için son sezondu. Aynı zamanda takım arkadaşı Kevin Magnussen için de öyleydi. Haas ilerleme kaydedememiş ve pilotlarla yollarını ayırma kararı almıştı. Artık sezonda son viraja girilirken Bahreyn’de korkunç bir olay gerçekleşti. Romain Grosjean, aracıyla pist dışına çıkarak bariyerlere çarptı ve ardından aracı alev aldı. Romain Grosjean ise her zaman yaptığı gibi mücadeleyi bırakmadı ve alevlerin arasından kahramanca çıkmayı başardı. Formula 1 tarihinde kara bir gece yaşanabilirdi ama Romain Grosjean’ın bunu yaşatmaya niyeti yoktu. Formula 1 kariyerindeki son savunmasını hayata karşı yapmış ve oldukça başarılı olmuştu. Bu yarış onun Formula’daki son yarışı oldu. Kazalarıyla ünlü bir pilota da böyle bir jübile yakışırdı doğrusu. F1 tarihinde onun adı talihsizliği anımsatacak olsa da sempatikliği ve hiçbir zaman vazgeçmeyişiyle de Romain Grosjean ismi hafızalarda kalacak.
Göksenin Çağrı SARAÇ