Şampiyonlar Ligi’nde grup aşamasının tamamlanmasının ve bir üst tura çıkan takımların belli olmasının ardından dün kura çekimi gerçekleştirildi. Nyon kentinde gerçekleştirilen kura çekiminde dört Alman, dört İspanyol, üç İtalyan, üç İngiliz ve birer Fransız ile Portekiz takımı bulunuyor. Kupanın son şampiyonu ve turnuvanın doğal favorisi Bayern Münih, İtalyan temsilcisi Lazio ile eşleşirken; turun en merak uyandıran eşleşmesi olarak karşımıza Leipzig – Liverpool karşılaşması çıkıyor. 2. Tur mücadeleri 16-17 Şubat 2021 tarihlerinde oynanmaya başlayacak.
Guardiola kaybetmeyi sevmez!
İncelemeye alacağımız ilk eşleşme Borussia Mönchengladbach ile Manchester City arasında oynanacak karşılaşma olacak. Alman temsilcisi, heyecanın son ana kadar sürdüğü B Grubu’nda Real Madrid’in ardından ikinci sırayı alarak bir üst tura çıktı. Manchester City ise C Grubu’ndan 16 puanla bir üst tura çıkarak ligdeki kötü görüntüsünü bir nebze olsun burada telafi etmiş oldu. Bu eşleşmenin favorisi Manchester City gibi gözükse de İngiliz temsilcisinin istikrarsız formu bizleri kesin konuşmaktan alıkoyuyor. Mönchengladbach’da da durumlar farksız sayılmaz zira Bundesliga’da 8. sırada bulunan Alman temsilcisinin oyun kalitesinin de eski seviyesinden uzak olduğunu söyleyebiliriz. Tecrübe farkıyla Manchester City’nin bir adım önde olduğunu düşünüyorum.
Bayern Münih güle oynaya turlar!
Lazio ile Bayern Münihi karşı karşıya getirecek eşleşmede ise fazla bir şey söylemeye gerek olmadığını düşünüyorum. Hansi Flick’in göreve gelmesiyle kelimenin tam anlamıyla makineye dönüşen Alman temsilcisinin geçtiğimiz yıl turnuvada yaptıklarını unutmak mümkün değil. Rakip Lazio ise Şampiyonlar Ligi seviyesi için nispeten kolay olan F Grubu’nda son maçta Club Brugge’ü mağlup ederek ikinci sırayı elde etti. Özellikle Kimmich’in sakatlığının ardından bazı zorluklar yaşasa da Bayern Münih’in Lazio karşısında, Lewandowski önderliğinde rahatlıkla bir üst tura çıkacağını düşünüyorum.
Atletico ve Şampiyonlar Ligi tecrübesi
Diego Simeone’nin Atletico Madrid’iyle Frank Lampard’ın Chelsea’sini karşı karşıya getirecek ikinci tur eşleşmesi iki takımın denkliği sebebiyle izleyicilerde merak uyandırdı. La Liga’da son oynadıkları Real Madrid maçına kadar namağlup ilerleyen Atletico’da Felix bu seneki performansıyla göz dolduruyor. Chelsea ise oluşturduğu genç ağırlıklı kadrosuyla hem Premier Lig’de hem de Şampiyonlar Ligi’nde hiç de fena ilerlemiyor. Aksayan mevkii olan kaleci pozisyonunu da Mendy ile dolduran İngiliz temsilcisinin Atletico’ya zor anlar yaşatabileceği kanaatindeyim. Fakat hem takımın hem de Simeone’nin Şampiyonlar Ligi tecrübesini göz önünde bulundurursak Atletico bir adım önde diyebiliriz.
Leipzig sürpriz yapar mı?
Geldik turnuvanın en heyecan verici eşleşmesine… RB Leipzig ile Liverpool’un karşı karşıya geleceği ikinci Alman – İngiliz eşleşmesinin bizlere vaad ettiği çok şey var. Hem Kloop’un hem Nagelsmann’ın oyun felsefeleri, hem de kadroların kaliteleri bizleri bu heyecana sürükleyen ana faktörlerden. Virgil van Djik’ın sakatlığının yanı sıra takımın neredeyse tamamını aralıklı zaman dilimlerinde sakatlığa kurban eden Liverpool bir bocalama dönemi yaşasa da turnuvanın Bayern sonrası favorisi olarak görülüyor. RB Leipzig ise ölüm grubundan son maçta Manchester United’ı yenip bir üst tura çıkmanın verdiği özgüvenle ve sergiledikleri futbolla taraflı tarafsız herkesin beğenisini topladı. Liverpool’un burun farkıyla önde olduğu ve çeyrek finale adını yazdıracağını düşünüyorum.
Ronaldo’su olan kazanır!
Porto ile Juventus’u karşı karşıya getirecek eşleşmede her ne kadar istikrarsız bir performansa sahip olsa da Juventus’un Cristiano Ronaldo farkıyla turu atlayacağı kanaatindeyim. Karşılaşmaların Şubat ayında oynanacağını göz önünde bulundurursak Juventus’un form grafiğini düzeltmek ve eksik parçalarını tamamlayabilmek adına bolca vakti var. Porto ise başarılı bir grup etabının ardından fena olmayan bir kura çekti diyebiliriz. Conceiçao ile Pirlo’nun mücadelesinin galibi Ronaldo’su olan olacaktır.
Messi’den Son Şarkı: Bir İhtimal Daha Var!
Barcelona ve Paris Saint Germain eşleşmesi olduğunda artık herkesin aklına 4-0’ın rövanşında 6-1 kazanılan efsanevi eşleşme gelmiştir. O zaman Barcelona’nın tur atlamasında en büyük pay sahibi olan Neymar şimdi ise Paris SG’nin en önemli kozu. Fakat Brezilyalı süperstarın yaşamış olduğu sakatlığın ciddiyetinin hala kesinlik kazanmamış olması Fransız temsilcisi için kuşku uyandırıyor. Barcelona’da ise işler hiç yolunda gitmiyor. Ligde oldukça kötü bir sıralamada olan Katalan ekibinin bel bağladığı tek isim var o da tabi ki Lionel Messi. Barcelona’daki en mutsuz günlerini yaşayan Arjantinli yıldızın sözleşmesinin tamamlanmasının ardından kulüpten ayrılmasına kesin gözüyle bakılırken uzun süredir ayrı kaldığı Şampiyonlar Ligi Kupasından bu sene ayrı kalmamak için elinden geleni yapacağı kanaatindeyim. Mbappe – Neymar duosuna karşın Messi’nin vereceği mücadelede 51-49 Paris SG’i önde görüyorum.
Avrupa Ligi yok muydu?
Avrupa Ligi canavarı Sevilla ile Alman temsilcisi Borussia Dortmund’un mücadelesi de şühesiz nefesleri kesecektir. Ligde üst üste alınan kötü sonuçların ardından Lucian Favre ile yolları ayıran Borussia Dotmund’da Erling Haaland’ın sakatlığı da kötü gidişatın ana sebeplerinden oldu. Chelsea ile birlikte E Grubu’ndan güle oynaya çıkan Sevilla da hafife alınabilecek bir takım değil. Ligdeki istikrarsız performansını son zamanlarda düzelten Endülüs ekibinin en büyük kozu ise Youssef En Nesyri. Borussia Dortmund’un genç kadrosunun Haaland önderliğinde turu geçeceği ve turnuvanın sürpriz final adaylarından biri olabileceğini düşünüyorum.
Gasperini mi Zidane mı?
Değerlendirmeye alacağımız son eşleşme ise Gasperini’nin Atalanta’sı ile Zidane’ın Real Madrid’ini karşı karşıya getirecek. Atalanta, Ajax’ı; Real Madrid ise Mönchengladbach’ı gruplarındaki son maçlarında mağlup ederek bir üst tura isimlerini yazdırdı. Geçtiğimiz yıla nazaran daha istikrarsız bir profile sahip olan Atalanta’nın ne zaman ne yapacağının belli olmaması ve Real Madrid’in bildiğimiz Real Madrid performansından uzak kadro ve oyun kalitesi eşleşmeyi tahmin edilemez kılıyor. Fakat Zidane’ın turnuvada yaşına rağmen oluşan büyük tecrübesi ve Real Madrid markası onları bir adım önde tutuyor. Atalanta’nın bu algıyı bozma ihtimali ise hiç düşük değildir.
