Formula 1 Tarihinin En Dramatik 10 Kazası (Videolu)
*BU SAYFADAKİ VİDEOLAR HASSAS İÇERİKLİDİR*
Formula 1 pilotları, modern zaman gladyatörleridir. Onlar kazanmak için piste çıkarlar, son güçleriyle savaşırlar, ucunda ölüm olsa bile… Bazen her şey onlar için iyi gider ve kazanırlar, bazen şanssızdırlar ve kaybederler. Bazen de şans onları tamamen terk eder ve son hızlarıyla duvara girerler. İşte biz de bu gladyatörlerden bazılarını sizin için anlattık.
“Tekerlekli sandalyede yaşlanmak yerine, duvara çarparak ölmeyi tercih ederim.”
Ayrton Senna
10 – Romain Grosjean: 2020 Bahreyn GP
28 saniye… Hepimizi yerimizden zıplatan, nefesimizi kesen, gözümüzü dolduran, Grosjean’ın alevlerin arasına girmesinden çıkmasına kadar geçen o 28 saniye… İşte Formula 1’de yaşam ile ölüm arasındaki çizgi bu kadar ince. Grosjean’ın kazası bize bunu bir kez daha gösterdi.
2020 Bahreyn GP’nin henüz ilk turunda, Kvyat’la temasının ardından korkunç bir şekilde demir bariyerlere 53 G kuvvetiyle giren Grosjean için saatler sürecek olan 28 saniye başlamış oldu. İkiye bölünen aracın kokpit bölümünde sıkışan Grosjean, ısıya dayanıklı tulumu ve zamanında karşı çıktığı Halo teknolojisi sayesinde bu kazayı yanıklarla atlattı ve F1 kariyeri bu şekilde sonlanmış oldu.
9 – Alberto Ascari: 1955 Monaco GP
22 Mayıs 1955 tarihinde, Monaco GP’sinde, günümüzün tünel girişinde denize uçan ve şans eseri oradan geçen bir kayık sayesinde sadece burnu kırılarak kurtulan Ascari; bu olaydan 4 gün sonra Monza pistinde, günümüzde adı “Ascari şikanı” olarak anılan bölgede, Azrail’le olan ikinci savaşını kaybederek hayata gözlerini yumdu. Kaderin cilvesidir ki kendisi gibi yarış pilotu olan babasının ölümü, kendisinin ölümüne çok benzer bir şekilde oldu. İkisi de hayata veda ettiklerinde 36 yaşlarındalardı, ikisi de geçirdikleri büyük bir kazadan 4 gün sonra hayatlarını kaybettiler. Öldüklerinde ayın 26. günüydü. İkisi de hızlı bir sol virajın çıkışında kaza yaptılar. İkisinin de 13 Grand Prix zaferleri ve geride bıraktıkları bir eş ve iki çocuk vardı…
8 – Fernando Alonso: 2016 Avustralya GP
“Korkunçtu… Önce gökyüzünü gördüm, sonra yeri, sonra tekrar gökyüzünü gördüm, bitmesini istedim.”
Fernando Alonso
2016 sezonunun ilk yarışı, Formula 1 tarihinin en unutulmayan kazalarından birine sahne oldu. Dönemin McLaren pilotu Alonso ile Sauber pilotu Gutierrez’in teması, Alonso’yu müthiş bir hızla bariyerlere doğru uçurdu. Kazanın sonunda araçtan kendi uğraşları ile çıkan Alonso, yaptığı basın açıklamasında annesinin yarışı izlediğini ve iyi olduğunu göstermek için araçtan bir an önce çıktığını belirtmişti.
7 – Martin Donnelly: 1990 İspanya GP
“Doktor bir daha yarışamayacağımı söylediğinde hayatımın en zor anını yaşadım. Kaza da süspansiyondaki arıza da benim hatam değildi… Ama acıyı çeken bendim.”
Martin Donnelly
Formula 1 tarihinin pek az bilinen kazalarından… Martin Donnelly’nin Jerez pistindeki kazası, Formula 1’de çok nadir görülebilecek bir sahneye yol açtı. Martin Donnelly kazadan sonra pist üzerinde, hareketsiz bir şekilde yatıyordu. Kullandığı Lotus parçalara ayrılmıştı. Kazadan sonra böbrekleri ve ciğerleri iflas etmişti. 6 hafta boyunca solunum cihazına, 1 ay diyaliz makinesine bağlı kaldı. En sonunda tıbbi nedenlerle kasten komaya sokuldu. Komadan uyandırıldığında ilk sorduğu soru bir daha yarışıp yarışamayacağıydı. Ancak cevap beklediği gibi olmadı…
6 – Gilles Villeneuve: 1982 Belçika GP
Ferrari’nin öz evladı olarak görülen Gilles, çoğu F1 sever tarafından şampiyon olamamış en iyi isim olarak anılır. Gilles aynı zamanda Enzo Ferrari’nin manevi oğlu olarak bilinirdi. Enzo, Gilles’e Ferrari’de koltuk açmak için 2 kez şampiyonluk kazanmış pilotu Niki Lauda’yı gözden çıkarmıştı.
Villeneuve, sıralama turu esnasında Jochen Maas’a arkadan çarparak yüksek hızla havada birçok takla attı. Aracından yaklaşık 50 metre uzağa savrulan Villeneuve, boynundan ciddi şekilde yaralanarak hastaneye kaldırıldı ve ertesi gün hayatını kaybetti.
5 – Jochen Rindt: 1970 İtalya GP
Jochen Rindt, 1970 İtalya GP’den önce karısı Nina’ya bir söz vermişti, eğer şampiyon olursa Formula 1 kariyerini geride bırakacaktı. Geride bıraktığı tek şey, bir şampiyonluk kupası oldu.
İtalya GP’nin antrenman seansında fren şaftında sorun çıkan Rindt, ani bir şekilde bariyerlere girdi. Acil bir şekilde ambulansa bindirilen Rindt’in hastane yolundayken öldüğü açıklandı.
Şampiyona lideri Rindt’in en yakın rakibi Jacky Ickx, sonraki yarışlarda yeterli puanı alamadığı için Rindt, öldükten sonra Formula 1 şampiyonu ilan edildi. Şampiyonluk kupasını ise sevdiği kadın, eşi Nina kaldırdı.
4 – Robert Kubica: 2007 Kanada GP
“Uçakla kalkıyormuşum gibi hissettim, yukarı doğru uçtum ve sonrasında ne olacağı hakkında hiçbir fikrim yoktu.”
Robert Kubica
Formula 1’de ikinci sezonu olan, 2007’de BMW Sauber ile yarışan Kubica’nın kazası, hala birçok Formula 1 severin hafızalarında. Kariyerinin en büyük kazalarından biri olmasına rağmen elinin hasar gördüğü kaza bu değildir. Bu kazada 75 G kuvvetine maruz kaldı ve kazasından sonra pistte düzenlemelere gidildi. Gridin en şanssız pilotlarından biri olarak bilinen Kubica, bu korkunç kazayı bilek burkulması ile atlattı. Yüreklerin ağza geldiği bu kazadan tam bir yıl sonra ise 2008 Kanada GP’de kariyerinin ilk galibiyetinin elde etti. Kazasından dolayı 1 yarış kaçırdı ve bu yarışta koltuğunu dönemin en genç isimlerinden Vettel’e bırakmıştı. Döndüğü ilk yarışta ise 4.lük elde etti ve 2011’de geçirdiği büyük ralli kazasına kadar yükselişi devam etti.
3 – Jules Bianchi: 2014 Japonya GP
‘’Araçlar ve pistler geliştirildi, ama geriye tek bir şey kaldı. Pist üzerinde lanet olası bir kamyon.’’
Alain Prost
Yetenekli bir genç, iyi bir akıl hocası, vaftiz bir baba… Onu bizden alan şey ise yağmurlu bir Japonya günü.
Ferrari’ye hazırım mesajı veren, belki de yıl sonu takımdan ayrılacak olan Fernando Alonso’nun yerine geçebilecek Bianchi; yağmurlu Suzuka pistine çıkarken bunun kariyerinin, hayatının son yarışı olacağını bilmiyordu. Yarışın 42. turunda çakıl havuzuna saplanan Adrian Sutil’in ardından sarı bayraklar sallanmaya başladı. Bianchi, tam olarak Sutil ile aynı yerde yağmurlu hava koşullarından dolayı aracın hakimiyetini kaybetti. 125 km/s’lik bir süratle Sutil’in aracını çeken vincin altına girdi. Hava koşullarından dolayı ambulans helikopterin kalkamayacağı öğrenilince Bianchi, polis konvoyu eşliğinde en yakın hastaneye kaldırıldı.
9 ay komada hayat mücadelesi veren Jules Bianchi, bu sürenin sonunda yaşam mücadelesinde yenik düştü.
2 – Niki Lauda: 1976 Almanya GP
Niki Lauda; azmi, disiplini, yeteneği ve başarıya aç duruşuyla bütün spor camiasının hayretle izlediği isim. 1976 Almanya GP’si ise sadece kariyerini değil, bütün hayatını etkileyen yarıştı. Oldukça yağmurlu ve kaygan olan Nürburgring pisti, yarış öncesi birçok tartışmaya tanıklık etti. Hava koşullarının gittikçe zorlaşmasından dolayı yarışın iptali konuşulsa da, komiserler kurulu tarafından yarışın yapılmasına karar verildi. O dönem en yakın rakibi James Hunt’tın puanından 2 kat daha fazla puan ile önde bulunan Niki Lauda için tehlike çanları, yarışın ikinci turunda çalmaya başladı. Yağmurlu pistte aracın kontrolünü kaybetmesi ile kaza yaptı. Saniyeler içerisinde kendisini alevlerin içinde bulan Lauda, 55 saniye boyunca aracın içinde sıkışmış halde kaldı.
Araçtan çıkarıldığında kafa ve boyun bölgesindeki ciddi yanıklarla beraber tanınmayacak haldeydi. Öyle kötü durumdaydı ki eşi onu hastanede ilk gördüğünde dayanamayıp bayıldı.
Kariyerinin bitmesi beklenirken, sadece 3 yarış kaçırdı. 6 hafta sonra doktorlara karşı çıkarak şampiyonluk yarışına katılmak için büyük bir karakter ortaya koydu ve kendi isteğiyle pistteki yerini aldı.
Fuji’de şampiyonluğun belirleneceği yarışta Nürburgring ile aynı hava koşulları olduğu için Lauda yarıştan çekildi ve şampiyonluğu Hunt’a bıraktı. Daha sonra 1977 ve 1984 şampiyonluklarını da kazanarak F1 tarihine adını altın harfle yazdırdı.
Kazanın fiziksel etkilerini bir nebze de olsa geride bırakabilmiş olmasına ve bu etkilere karşın F1 kariyerine devam edebilmiş olmasına rağmen, psikolojik etkileri uzunca bir süre peşini bırakmadı.
1 – Ayrton Senna: 1994 San Marino GP
“Yarışmak ve rekabet etmek benim kanımda var. Bu benim bir parçam, bu benim hayatım, bu benim için her şeyden önemli.”
Ayrton Senna
F1 efsanesi Ayrton Senna, McLaren yıllarının ardından ezeli rakibi Alain Prost’un emekliliğinin sonrasında dönemin başarılı ekibi Williams’a geçti. Sezonun ilk 2 yarışında istediği sonuçları alamayan Senna, 3. yarış olan Imola GP’sine pole pozisyonunda başlıyordu. Antrenman seansında Barrichello’nun korkunç kazası ve sıralama turlarında Ratzenberger’in ölümüyle sonuçlanan kaza, Senna’nın üstünde büyük bir psikolojik etki bıraktı. Bu baskı ile yarışa çıkan Ayrton başına geleceklerden habersizdi.
Ayrton Senna, yarışın 7. turunda Tamburello virajındayken yüksek hızla pistten çıktı ve duvara çarptı. Çarpışma anına kadar aracını yavaşlatmayı başarsa da çarpışma esnasında hala çok hızlıydı. Aracın bir tekerleği ve süspansiyon parçası koparak Senna’nın kaskına çarptı. Ağır kafa travmaları ve kan kaybı olan Senna, kazadan kısa bir süre sonra hayatını kaybetti. Kazaya sebebiyet veren şeyin ne olduğu ise hala tartışılan bir konu. Kimileri araçta meydana gelen bir arıza sonucu olduğunu savunurken kimi de sürücü hatası olduğunu öne sürüyor. Ama suçlu kim olursa olsun, tarihin gördüğü en iyi pilotu kaybettiğimizi değiştirmiyor.
Ölümü, ardından arkasında binlerce gözü yaşlı taraftar ve Williams tarihine kara bir leke bıraktı.
NFFormula 1 Ekibi