Dünden Bugüne Turkish GP
2021 yılında ülkemize geri döneceğini açıklayan ve ani bir kararla tekrar yarışı iptal eden F1’in, ülkemizle geçmişten günümüze macerası.
Türkiye, dünyaca tanınan otomobil sporu Formula 1’i ilk kez Intercity İstanbul Park’ta 21 Ağustos 2005 tarihinde ağırlamış ve yeni bir çağın önünü açmıştı. Uzunluğu 5,338 km ve toplam 14 virajı ile saat yönünün tersinde olan pistte düzenlenmişti. Türkiye’de yeni bir maceraya başlanırken F1 duyulmaya başlanmış, Türk Formula 1 sevenleri artmaya başlamıştı.
2005’
Dönemin McLaren-Mercedes pilotu olan Kimi Räikkönen pole pozisyonunu kazanmış ve Fisichella ile çekişmeli bir başlangıç yapsa da birinciliğini korumayı başararak zaferine ulaşmıştı. İkinciliği Fernando Alonso ise son turda çok başarılı bir atak yaparak Juan Pablo Montoya’yı geçerek kazandı. Üçüncülük ile yetinmek zorunda kalan Montoya ise iki kez pistten çıkarak McLaren-Mercedes’e duble sonuç alma konusunda problem çıkarırken, yarışa ikinci sıradan başlamış olan Giancarlo Fisichella dördüncü sıraya düştü. Altıncı sırada ise Jenson Button’ı gördük. Geride puan almış pilotlar olarak Jarno Trulli, David Coulthard, Christian Klien takip etti. 7 kez Dünya Şampiyonu Michael Schumacher, Mark Weber ile çarpışması sonucu aracına hasar almış ve yarışı 31.turda terk etmişti. Podyumu paylaşan üçlü Kimi Räikkönen (McLaren-Mercedes), Fernando Alonso (Renault) ve Juan Pablo Montoya (McLaren-Mercedes) olmuştu. Formula 1 İstanbul Grand Prix’sinde en yüksek hıza 330.3 kilometreyle Montoya erişmiş ve hala kırılamamış olan pistin en hızlı turu rekorunu yazdırmış oldu. (1’24.770).
2006’
Raikkonen’in çekişmeli birinciliğini geride bırakırken bu sezonda bizleri araçlarda yeni radikal değişiklikler beklemekteydi. Renault’nun yasaklı amortisör sistemi, Ferrari’nin tartışmalı hale getirilen arka teker kaplaması bunlardan biriydi. Pole pozisyonunu Massa almış ve aslında bizlere yarış sonucu ile ilgili göz kırpmıştı. En iyi tur M. Schumacher (1.28.005) tarafından atılırken aslında 2006 Türkiye GP’si sezonun tam anlamıyla ilklere imza atılan bir sürece dönmüştü. Startın hemen sonrasında ilk virajda karışıklıklar sebebiyle pit stop kuyruğu pide kuyruğuna dönmüş, Fisichella arkada spin atarak kaosun içinde bulmuştu kendini. Buna rağmen Felipe Massa yarışın sonunda kariyerine ilk galibiyetini ekleyerek başarısını taçlandırdı. ikinci sırada Fernando Alonso yer alırken üçüncü sırada Schumi bulunmaktaydı. Bu Michael Schumacher’i Türkiye Podyumlarında gördüğümüz son an olacaktı. Bu yarış sonrasında ödül dağılımında yaşanan problemler sebebiyle ise TOSFED (Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu) FIA tarafından 5 milyon dolar cezasına çarptırılarak F1 Türkiye camiasında kaosa sebep olmuştu.
2007’
Ardı ardına yapılan yarışlar pek çok Türk F1 sevdalısını ortaya çıkarmış, bağımlılık haline gelmeye başlamıştı. Bu yarışta da gördüğümüz ilk isim Ferrari ile Massa olurken Brezilyalı pilotun ardı ardına iki kez pole pozisyonu alması da bizleri oldukça şaşırtmış idi. En hızlı tur Kimi Räikkönen (Ferrari) tarafından atıldı (1’27.295). Gridin efsanesi Sir Lewis Hamilton ise çaylak olarak bu sezonda F1 tarihine hızlı bir giriş yaptı.
2008’
Pole pozisyonunu alan isim olarak tekrar Felipe Massa’yı görmek bizler için çok özeldi. Brezilyalı pilot bu yarışla birlikte ardı ardına 3 defa istanbul Park’ta en çok kazanan olarak akıllarımıza kazınmıştı. Giancarlo Fisichella cuma günkü ilk antrenman turları esnasında kırmızı ışık yanarken pitten çıktığı için üç sıra ceza aldı. Podyumda 2.likte Lewis Hamilton, 3.lükte ise Kimi Räikkönen bulunuyordu. Bu sezon sonrasında dengeler ve birincilikler değişecek, büyük kazalar olacaktı.
2009’
Haziran ayına alındığı için Türk Formula 1 hayranlarının yağmur beklentisinin düşürüldüğü sezonda, antrenman turlarında Nico Rosberg ve ikinci turda ise Heikki Kovalainen lider olarak günü sonlandırdı. Grid liderliğinde yeni isimleri görmek heyecanımıza heyecan katmış ve pole pozisyonunda Sebastian Vettel’i görmüştük. En hızlı turu alan ise, Türkiye GPlerinde adını çokça kez duyurmuş isimlerden Jenson Button idi. Bu iki isim 2009 senesinde iyice parlamaya başlamıştı. Tüm sene boyunca Button ve Vettel bol bol konuşulmuştu. Yarışı alan Button olurken, Vettel ile çekişmeli bir yarış tamamlamıştı. İlk üçte bizi bekleyen isimler sırasıyla şu şekildeydi; Jenson Button, Mark Webber, Sebastian Vettel.
2010’
Hamilton, Webber ve Schumacher üçlüsünün çekişmesini, aynı anda pite gelmesini heyecanla takip ettiğimiz yarış öncesi pole pozisyonunu Avustralyalı pilot Mark Webber aldı. Hamilton’un lastiklerinden birinde yapılan montaj hatası kaynaklı pozisyonunu düşürmüştü. Aynı yarışta yüreklerimizi ağzımıza getiren kazayı atlamamak gerekli; Vettel-Webber kazası. İki redbull pilotunun arasında yaşanan kaza Vettel’in takım arkadaşını geçmeye çalışması sonucunda olmuş, yarış dışı kalmasını sağlamıştı. Tarihte takım içi böyle bir çekişmenin yaşanması ve ikilinin hızlı temas yaşaması pahalıya patlamıştı. Webber ise pist dışına çıktıktan sonra toparlayıp yarışı 3. bitirmiş yerini Hamilton ve Button almıştı. Bu sayede Sir Lewis Hamilton ilk kez sezondaki damalı bayrağı kaptı. Hamilton’ın zaferi ile birlikte 2010’un ilk yedi yarışını beş farklı pilot kazanmış oldu. Podyum şampanyaları bu yarışta sırasıyla Lewis Hamilton, Jenson Button, Mark Webber için patladı.
2011’
Sezonun 4. yarışı olarak ülkemizde ağırladığımız bu yarışta bizleri Pole pozisyonunda tecrübe ve hızıyla parlamış olan Alman pilot Sebastian Vettel karşılamış, 93 Puanla liderliği elinde tutmaktaydı. Birkaç kanat hasarı dışında kazaya şahit olmadığımız bu yarışta izlediğim en zevkli ve şaşırtıcı manzara takımların kendi içlerinde yarıştığıydı. Vettel-Webber gibi çekişmeleri çokça izlemiştik. Damalı bayrağı gören pilot ise bizi şaşırtmayarak pole almış olan Vettel idi. Arkasından Webber ve Alonso takip ederek yarışı sonlandırmışlardı. Bu yarışla birlikte Vettel 13, Redbull 18. zaferini kazanarak yolculuklarını parlatmaya devam etti. Bu yarış sonrasında ülkemiz 9 sene kadar Formula 1 macerasına ara vermiş bizlere atmosfer ve araba sesini iyice özlemişti.
2020’
9 sene ardından neredeyse tüm Türkiye’yi ekran başına toplamış olan bu yarışta kazalar, teknik problemler, şampiyonlara şahit olduk. Pek heyecanlı başlangıç yapılan sezonda seans öncesi ısınmada Alfa Romeo pilotu Giovinazzi ön kanadını kırmış hemen sonrasında Russell da kontrolünü kaybederek ön kanadına zarar vermişti. Beş kırmızı ışık sonrasında ilk virajda bizleri yağmurlu pistte Renault pilotu Ocon ve Mercedes pilotu Bottas’ın spinleri ve Vettel’in dördüncülüğe yerleşmesi karşılamıştı. İlk sıralarda Hamilton-Vettel-Verstappen çekişmesi, orta sıralarda ise nefis bir Ricciardo-Norris rekabeti ve ardından spini izledik. Grosjean, Giovinazzi, Latifi yarışı bitiremeyen isimler olarak sıralamada bulunamadılar. Ağzımızı açık bırakan bir başka olaysa pite girmeyerek muazzam bir risk alarak eski lastikleriyle yarışmaya devam Lewis Hamilton’dan geldi. Bu riske rağmen 7. şampiyonluğunu ülkemizde alarak Michael Schumacher rekorunu egale etti.
Ceren Damla Özselanik