F1

Yarım Kalmış Bir Hikaye: Jules Bianchi

Yaptığı kaza ile Formula 1’in “Güvenlik” kelimesini yeniden yazmasına sebep olan Jules Bianchi  spora nasıl başladı ?

Jules Bianchi, 3 Ağustos 1989 tarihinde Fransa’nın Nice şehrinde doğdu. Jules, Pedro Rodriguez ile birlikte 68 Le Mans 24 Saat yarış galibiyetinin beraberinde 17 Grand Prix startı olan amca Lucien ve 60’lı yıllarda GT yarışlarına katılan büyükbaba Mauro’nun olduğu bir ailenin üyesiydi. Babasının karting pisti olması sayesinde 3 yaşında kartinge başlayarak motor sporlarına ilk adımını attı. Jules, karting serilerinde gösterdiği başarılardan sonra kartingi bırakarak Formula Renault 2.0 serisinde yarışmaya başladı. 2007’de ki bu seriyi 3 galibiyet ve 10 podyum ile şampiyon olarak tamamlandı. Serisinde gösterdiği etkili performans ile büyük ilgi çekti ve ertesi yıl ART Grand Prix ile Formula 3 Euroseries’de yarışmak için anlaşma imzaladı. Formula 3’de ki ilk sezonunu 7 podyum ve 2 galibiyet alarak üçüncü bitirdi. 2009 Formula 3 sezonunu 8 galibiyeti ile birlikte şampiyon olarak bitiren Jules, Ferrari’nin ilgisini çekmeyi başararak Ferrari’nin genç sürücü programına alındı. 2010 yılında GP2 serisinde yarışmaya başlayan Jules, serinin yedinci yarışı olan Macaristan’da büyük bir kaza geçirip sakatlanmasına rağmen çabuk toparlanarak seriye devam etti. Pastor Maldonado ve Sergio Perez ile mücadele eden Jules, sezonda etkili olamadı ve şampiyonayı 4 podyum ve beraberindeki puanlarla üçüncü tamamladı. 2011’de ART Grand Prix takımı ile dördüncü senesini dolduran Jules, kısaltılmış GP2 Asya şampiyonasına katıldı ve 1 podyum,1 yarış galibiyetiyle, bu seriyi şampiyon olarak bitiren Romain Grosjean’ın ardından ikinci tamamladı. Jules, 2012 yılında beklenmedik bir yolu seçti ve Formula Renault 3.5’e geçiş yaptı. Jules, Robin Frijns’e karşı şampiyonluk savaşı verdiği sezonu zirvenin dört puan arkasında bitirerek ikinci oldu.

bianchi2

Jules Bianchi’nin Formula 1 macerası nasıl başladı ?

Aralık 2009’da Ferrari’nin genç sürücü programına katılan Jules, 2011 yılında takımın test pilotu oldu. Jules, Formula 1’in test ve yedek sürücülerin diğer serilerde paralel olarak yarışmasına izin verdiği için Formula Renault 3.5 serisinde yarışmaya devam etti. 2012 yılında Ferrari onun imkan bulup tecrübe kazanabilmesi için dönemin Force İndia takımına kiraladı. Jules, o yıl ki ücretsiz antrenman seanslarının dokuzunda da süre almayı başardı. 2013 yılına gelindiğinde takımın pilotlarından Nico Hulkenberg’in Sauber takımına geçmesi üzerine boşalan koltuğa geçmeyi bekleyen Jules, takımın beklenmedik bir şekilde sözleşmesini uzatmaması ve boşalan koltuğa Paul De Resta’yı getirmesiyle büyük bir hayal kırıklığına uğradı.

Her Zaman Bir İhtimal Daha Vardır…

Formula 1’de ki ikinci senesinde pilot kadrosunu değiştirme yoluna giden Marussia takımı yeni pilotlarından Luiz Razia’nın sponsorluk sorunları nedeniyle sözleşmesini feshetti ve yerine Jules Bianchi ile anlaşma imzaladı. Takıma çok geç katılmasına rağmen, Jules takımına hızlı adapte oldu ve Formula 1 sezonunun ilk yarışında etkili bir performans göstererek dikkatleri üzerine çekti. Aracının rekabetçi olmamasına rağmen alt sıralarda sıkı bir mücadele veren Jules, sezonun kendisi ve takımı için en iyi sonucunu Malezya’da yarışı on üçüncü bitirerek almış oldu.

bianchi3

Asla Pes Etme…

Takım arkadaşı Chilton’dan daha iyi performans gösteren Jules, takımın patronlarını etkilemeyi başardı ve takım 2013 yılının Ekim ayında yaptığı açıklama ile Jules ile 2014 yılında devam edeceklerini duyurdu. Sezona iyi başlayan Jules, sezonun altıncı yarışı olan Monako Grand Prix’sini aldığı beş saniyelik zaman cezasına rağmen sekizincilikten dokuzunculuğa düşerek puan barajına, aracın limitlerini aşarak girmeyi başardı. Bu sonuç ile takımının ve kendisinin Formula 1’de ki ilk puanlarını almış oldu. Jules, sezonda takım arkadaşı Chilton ile mücadele ettiği dokuz yarışın sekizini önde bitirerek takım arkadaşına büyük bir üstünlük kurdu.

2014 Japonya Grand Prix’i

Yağmur altında düzenlenen Japonya Grand Prix’inin 43.turunda Jules, Dunlop virajını tırmanırken 8.virajda aracın kontrolünü kaybetti; o esnada daha önceki turda benzer koşullar altında dönerken aracın kontrolünü kaybedip çakıllara sıkışan Adrian Sutil’in aracını çeken vinç alandaydı. Jules, 125 km/s ile Sutil’in aracını çeken vince 50 G’lık bir darbeyle çarptı. Kazanın görüntülerinde Jules’in arabasının sol tarafında çok büyük bir hasar olduğu ve vincin altına kayarken takla çubuğunun tahrip olduğu sonradan ortaya çıktı. Çarpışma o kadar şiddetliydi ki vinç tarafından kaldırılan Sutil’in arabasını ve vinci yerden sarstı ve aracın yere düşmesine neden oldu. Hayatta kaldığı için şanslı olan Bianchi, kazanın etkisiyle bilincini kaybetti, radyo çağrılarına ve yakındaki polis memurlarına tepki vermeyince durumun ciddiyeti netleşti ve yarış durduruldu. Lewis Hamilton yarışın galibi olarak kabul edildi. Jules’e ilk müdahale kaza yerinde yapıldı ardından hava koşullarının kötü olması sebebiyle helikopterle ulaşım mümkün olmadığından pistin 15 km uzağında olan hastaneye polis eşliğinde kaldırıldı. Jules hastaneye kaldırıldıktan sonra babası tarafından ciddi bir kafa travması geçirdiği ve ameliyat edildiğini açıkladı. Kazanın ardından 1 ay boyunca Japonya’da Mie tıp merkezinde tedavi gören Jules daha sonra Nice’e transfer edildi. Geçen uzun günlerin sonunda Jules’in durumunda bir düzelme yaşanmadı. Aylarca komada verdiği yaşam mücadelesini 17 Temmuz 2015’te kaybetti ve hayata gözlerini yumdu.

bianchi4

“Onu gelecek için seçtik”

Jules’i sezon sonu Sauber takımına geçirmeyi hedefleyen Scuderia Ferrari’nin eski başkanı Luca di Montezemolo Jules’in ölümünden sonra “O, Ferrari ailesinin bir üyesiydi ve Raikkonen ile iş birliği sona erdiğinde, gelecek için seçtiğimiz sürücüydü. O birinci sınıftı: özel, hızlı, kibar, Ferrari’ye çok bağlı ve umut vericiydi.” cümlelerini kurmuştu. 

Bu kategoride ilginizi çekecek başka yazılar da var... / Kaçırmayın.

Jules yetenekli bir pilottu ve bunu 2014 yılında Monako’da kanıtlamıştı. Kazası ve ölümü yüzünden çoğu kişi FİA’yı yarış esnasında aldığı kararlardan dolayı kınasa da olan oldu ve maalesef Jules gibi genç ve yetenekli bir pilotu kaybettik. Kazası ile FİA ve Formula 1’in güvenlik konusuna daha çok yoğunlaşmasına ve başta Halo önlemi olmak üzere alınan önlemler ile pilotların hayatlarının kurtarılmasını sağladı.

Çoğu kişiye göre Jules, Ferrari koltuğunu fazlasıyla hak ediyordu ve kazayı geçirmeseydi Ferrari çatısı altında çok büyük başarılar elde edecekti ama kader bunu maalesef mümkün kılmadı onun yerine çok sevdiği, her zaman desteklediği manevi oğlu Charles Leclerc Ferrari koltuğuna oturdu ve bu çatı altındaki galibiyetlerini Jules’e armağan etti….

Işıklar içinde uyu Jules…

Aral Akif ERZİN

         Paylaş ya da Gönder

NBA Maçlarının TV Programı, Skorlar ve Sonuçlar

Bu kategoride ilginizi çekecek başka yazılar da var... / Kaçırmayın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu