“Yorgun Demokrat” – Jose Mourinho
Futbolun Avrupa Süper Ligi tartışmalarıyla çalkalandığı günlerde bir diğer önemli gelişme ise Tottenham’ın Jose Mourinho ve ekibinin görevine son verdiğini açıklaması oldu. Bununla birlikte Mourinho, görev aldığı son 3 kulüpten de sezon ortasında kovularak ayrılmış oldu. Bir zamanlar “Special One” olarak adlandırılan Jose, artık eskisi kadar özel değil mi? Şüphesiz Mourinho’nun kariyeri başarılarla dolu. Porto’daki efsanevi yükselişi, Chelsea’yi üst düzey futbol kulüplerine dahil etmesi, Inter’le geçirdiği unutulmaz 2010 senesi, Real Madrid’le Barcelona hegemonyasını kırması, ikinci kez Chelsea ve yıllar sonra gelen Premier League şampiyonluğu, Manchester’da kazandığı yerel kupalar ve UEFA Avrupa Ligi.
Şimdi Tottenham’daki süreci anlatmadan teybi biraz geri saralım ve Jose’nin kariyerinin geri gitmeye başladığı Manchester günlerine dönelim. Jose Mourinho, Manchester United’a gelirken beklenti bu büyük kulübün yıllardır süregelen başarısızlığını kırıp Premier League’i kazanmasıydı. Yanlış adam sayılmazdı çünkü bu ligi tam 3 kez kazanmıştı. Ancak onun dönemindeki şanssızlık belki de tarihin en iyi lig performanslarından birini sergileyen Manchester City’e karşı mücadele etmeleriydi. Yine de bu durum onu eleştiri oklarının hedefi olmaktan alıkoymuyordu çünkü Jose Mourinho döneminde ManU’nun harcadığı para aşağı yukarı City’e eşitti. Tüm bu harcanan paraya rağmen eldeki başarılar Community Shield ve Carabao Cup gibi düşük prestijli yerel turnuvalar ve Şampiyonlar Ligine katılım hakkından fazla bir anlam ifade etmeyen UEFA Avrupa Ligiydi. Üstüne üstlük başta Pogba olmak üzere yıldız futbolcularla yaşadığı “ego savaşları” onun ManU defterini sezon ortasında kapatmasına sebep oldu. Kariyerinde o zamana kadarki belki de en başarısız dönemini tamamlamış olan Mourinho, arkasında geriye dönüp baktığında bunu da kazandım diyebileceği 3 kupa bırakmıştı.
Mourinho gelecek sezon için bir kulüple anlaşmamıştı. Sezona yeni bir statla başlayan Tottenham içinse hedef artık kupalar kazanmaktı. Kaybedilen Şampiyonlar Ligi finalinden sonra Pochettino ile yola devam eden Tottenham, üst üste başarısız sonuçlar alıyor ve sezon ortasında Arjantinli teknik adam ile yolları ayırıyordu. Artık Avrupa’nın en elit kulüpleri arasına katılmış olan Tottenham için bir kupa kazanma vaktiydi. Bunun için de “Kupa Koleksiyoneri” bir hocadan daha iyisi olamazdı. O isim Jose Mourinho’dan başkası değildi. Sezon ortası Kuzey Londra ekibine katılan Mourinho, elinde adeta zarar etmeye başlayan bir şirket buldu. Bu şirkette yıllardır çalışan ancak eskisi kadar verimli olmayan Danny Rose, daha iyi bir şirkette çalışmak isteyen Christian Eriksen ve sürekli işten kaytaran Dele Alli gibi sorunlu çalışanlar vardı. Çözüm, fayda-maliyet analizi yapıp bazı fedakarlıklarda bulunmaktı. Devre arası Rose ve Eriksen’le yollar ayrıldı. Dele Alli ise bir süre daha şans bulmaya devam etse de zamanla adeta müzmin bir yedek oldu. Takım yavaş yavaş toparlanmaya başlayıp iyi sonuçlar alıyordu ki takımın kaptanı ve yıldızı Harry Kane aylar sürecek bir sakatlığa kurban gitti, üstüne diğer kaptan Lloris de sakatlanmıştı. Daha kötüsü ne olabilir derken tüm Dünya’yı etkisi altına alacak pandemi süreci patlak verdi. Tüm bu çalkantıların arasında takım istikrarsız sonuçlar alarak ligi 6. sırada tamamladı.
Tottenham 2020-2021 sezonuna ise adeta fırtına gibi giriş yaptı. Kane ve Son’un ölümcül uyumu onları ligin zirvesine kadar taşıdı. Artık iyiden iyiye Tottenham’ın ligi kazanma ihtimalinden konuşulur olmuştu. Ancak bu durum fazla uzun sürmedi ve Tottenham art arda aldığı mağlubiyetlerle liderliği kaptırmıştı. FA Cup’ta da beşinci turda Everton’a elenmişlerdi. Tottenham için Premier Lig’i kazanma hayalleri en azından 1 yıl daha ertelenmişti ki FA Cup’tan elenmeleri de işin adeta tuzu biberi oldu. Geride kalan hedeflerse ligde Şampiyonlar Ligi vizesi almak, Lig Kupası (Carabao Cup) ve Avrupa Ligi’ydi. Premier Lig’de ilk 4’ten uzaklaşan Tottenham, Avrupa Ligi’nde de sürpriz bir şekilde Dinamo Zagreb’e son 32 turunda elenmişti. Her ne kadar işler hiç de yolunda gitmese de Mourinho, kulübün yıllar süren kupa hasretini giderebilirdi . Maalesef patron Daniel Levy sabredemedi. Carabao Cup’ta finale kalmasına rağmen bu maç beklenmeden Mourinho’nun ve ekibinin görevine son verildiği kulübün Twitter hesabından duyuruldu. Başta Mourinho’nun Avrupa Süper Lig’ine katılma kararı alan Tottenham yönetimini protesto ettiği için görevden alındığı konuşulsa da kulüp kararın sportif başarısızlıklardan dolayı alındığını açıkladı.
Avrupa Süper Ligi tartışmalarının gölgesinde kalsa da bir döneme damga vurmuş efsane hoca için bu karar bir dönüm noktası olabilir. Akıllara gelen ilk soru elbette Mourinho’nun bir daha üst düzey kulüplerde görev alıp almayacağı. Ortadaki duruma bakılırsa bu pek de mümkün görünmüyor. Mourinho, tekrar üst düzeyde çalışmak istiyorsa bir alt düzeye inip başarılı olması gerekebilir. Eldeki seçeneklerden bir diğeri ise milli takım çalıştırmak olabilir. Portekizli yıldız hocanın kariyerinin gidişatı nasıl olur bunu gelecek gösterecek.
Mithat Furkan Anlar