NBA

Doğu’da son düzlükte güç dengesi nasıl şekilleniyor?

NBA’de normal sezonun son çeyreğine girerken Doğu Konferansı hiç olmadığı kadar karışık vaziyette. Hemen hemen bütün otoritelere göre ilk 8 sırada bulunan bütün takımların Konferans hatta NBA Şampiyonluğu için küçük ya da büyük ihtimalleri var. Takımların bu süreçte öne çıkan olumlu yönlerinin yanı sıra zaaflarını incelemeye çalışacağım. Keyifli okumalar..

LeBron James’in Miami ve Cleveland formalarıyla hegemonya altına aldığı Doğu Konferansı, James’in Lakers’a gitmesi sonrasında güç dengelerinin değiştiği bir duruma evrilmişti. 2019’da Toronto Raptors’ın NBA Şampiyonu olduğu sezonun ardından 2020’de Miami Heat, NBA Finalleri’ne kalmış fakat Lebron’lu Davis’li Lakers’a boyun eğmişti. Geçtiğimiz sezon ise önceki sezonlarında normal sezonları sürklase eden Milwaukee Bucks’ın, Pheonix Suns’ı mağlup etmesiyle ulaştığı NBA Şampiyonluğu’na tanıklık ettik. Bu sezonda ise kimi takımın bireysel yetenekler ile kimi takımların ise olağanüstü takım kimyasıyla yakalamış olduğu momentumun son düzlüğe girilirken onları öne çıkardığını görmekteyiz.

Spoelstra ile bir final daha gelir mi?

Takas döneminin kapanmasıyla birlikte daha net yorum yapma imkanı yakaladığımız Play-off senaryolarında incelemeye alacağımız ilk takım Miami Heat. Erik Spoelstra’nın öğrencileri oldukça istikrarlı başladığı sezonda önemli sakatlıklar da vermesine rağmen neredeyse kadroda bulunan her oyuncudan ciddi derecede katkılar alarak Doğu’nun zirvesine yerleşti. Butler ve Adebayo gibi iki önemli ismin yanına sezon başında eklenen tecrübeli guard Lowry, takımı ileri seviyeye taşıyan en önemli unsurların başında gelirken; sezonun en iyi 6. Adam perfomansına sahip olan Tyler Herro’nun istikrarlı performansı da Heat’in başarısının önemli noktalarından. Spoelstra’yı ve Miami’yi öne çıkaran en önemli unsur kadronun bir makine siteminde işlemesi oldu. Adebayo yokken Ömer’den; Butler yokken Strus’tan kimi zaman Gabe Vincent’ten ve Caleb Martin’den beklenmedik katkılar alan Miami Heat, büyük bir sürpriz yaşanmadığı sürece normal sezonu Doğu Konferansı’nda birinci sırada tamamlayacak gibi. Play-off’larda da bu avantajı kullanabileceğine emin olduğum Heat’te Butler, Adebayo ve Lowry üçlüsünün performansının yanı sıra yüksek takım savunması performansının kademesinin bir seviye daha arttırılması Heat’i NBA şampiyonluğunun en önemli adaylarından biri haline getirebilir. NBA’in yayınlamış olduğu son güç sıralamasında Batı Konferansı’nın ilk 3 sırasındaki takımların hemen ardından 4. Sırada yer alan Miami Heat’in son 10 maçından 9 galibiyetle ayrıldığını ve rakiplerini 103 sayıda tuttuğunu görmekteyiz. Son olarak Bulls’u mağlup eden Heat’in önümüzdeki 3 maçı ise resmen Play-off provası niteliği taşıyor. Önümüzdeki 6 maçta Bucks, Nets, Sixers, Pheonix ve Cavaliers gibi oldukça güçlü ekiplerle karşılaşacak olan Heat’in bu maçlarda göstereceği performanslar ve rotasyon kullanımı ilerisi için bizlere önemli ipuçları verebilir. Son olarak değineceğim nokta ise Adebayo’nun son dönem performansı. Gerek hücumda gerekse savunmada kontrolü eline alan tecrübeli pivot, Heat’in şampiyonluk hedefindeki en önemli kozlarından birisi.

DeRozan’ın olağanüstü formuyla nereye kadar?

Bu sezonun öne çıkan ekiplerinden biri olan Chicago Bulls, şu anda Doğu Konferansı’nın ikinci sırasında yer alıyor. Sezon içerisinde Zach Lavine, Lonzo Ball, Alex Caruso gibi önemli oyuncularından uzun süre mahrum kalan Bulls’ta DeMar DeRozan’ın olağanüstü performansı, takımın zirveden kopmamasındaki en önemli unsurlardan birisi oldu. Bulls’un normal sezon içerisindeki eleştiriye en açık konusu, hedef maçlardan istediği sonuçları alamadan ayrılması oldu. Şampiyonluk için iddiası bulunan takımlara karşı oynanan maçlarda yaşanılan kırılmaların bir benzerinin play-off sürecinde yaşanması Chicago Bulls’u bu süreçte olumsuz etkileyebilir. Avantaj olarak kullanılabilecek husus ise DeRozan’ın olağanüstü formunun yanına sakatlıktan dönen Zach ve play-off’lara kadar takıma katılması beklenen Lonzo Ball’ın varlığı. Her ne kadar savunmada agresiflik konusunda aksasa da Vucevic’in hücum performansını da düşünürsek Bulls, beklentilerin üstünde geçirdiği bu sezonda şehre unutulmaz başarılar yaşatabilir. Yakaladığı 6 maçlık galibiyet serisinin ardından son olarak Memphis ve Miami’ye yenilen Chicago’nun da Atlanta, Milwaukee ve Philadelphia maçları ilerisi için ipuçları verebilecek bir periyot olarak göze çarpıyor. Açık konuşmak gerekirse Billy Donovan ve öğrencileri, play-off’ta Cleveland hariç diğer takımlara nazaran daha tecrübesiz ve daha kırılgan bir takım olarak beliriyor. Eşleşmelerde yakalanılacak verimli günlük performanslar ve sakat oyuncuların kaldığı yerden devam edebildiği senaryolar Bulls’u play-off’ta öne çıkarabilir; aksi takdirde ufukta şampiyonluk gözükmüyor.

Yüzük ikilisi!

Sıradaki takımımız takas döneminde takımına James Harden’ı dahil eden Philadelphia. Sezon başından beri yaşanan Ben Simmons sorununu da bu takasla birlikte çözen Sixers’ta Seth Curry ve Andre Drummond gibi önemli yan parçaların takımdan ayrılması takasın hangi takım lehine avantajlı olduğu konusunda bazı sorgulamalara yol açsa da Harden-Embiid ikilisinin başlangıç performansı, şimdilik bu soruları rafa kaldırdı. Enzim-substrat benzeri bir uyum yakalayan ikili, birbirlerinin oyununa ciddi katkıda bulunmakla birlikte saha içinde de oldukça rahat gözüküyorlar. MVP ödülünün en büyük adaylarından birisi olan Joel Embiid’e James Harden’ın umut vaad eden katkısı, otoriteler tarafından Sixers’ın şampiyonluk iddiası için gür bir sesle konuşulmasına yol açtı. Tecrübeli koç Doc Rivers önderliğinde konferansın 3. Sırasında yer alan Philadelphia, NBA’in yayınladığı son güç sıralamasında da iki basamak birden yükselerek 5. sıraya geldi. Son 6 maçta yalnızca Celtics’e mağlup olan Sixers, Harden’ın oynadığı iki mücadelede rakiplerine karşı 129 sayı ortalamasıyla oynadı. Sezon başından itibaren oldukça ciddi sürelere sahip olan Maxey’in olumlu performansının yanı sıra her takımın kadrosunda görmek isteyeceği cinsten bir oyuncu olan tecrübeli forvet Tobias Harris de Sixers’ın play-off sürecindeki önemli kozlarından. Play-off’larda rotasyonunu oldukça daraltan bir koç olarak bildiğimiz Doc Rivers’ın Thybulle’a vereceği sürelerin artması; Sixers için en olumlu senaryo gibi duruyor zira Thybulle’ın savunma performansı play-off’larda Sixers için çok önemli. Milli oyuncumuz Furkan Korkmaz’ın da ciddi süreler edindiği Sixers’ta Harden takasıyla birlikte kadroya dahil olan tecrübeli oyuncu Paul Millsap ve bir diğer tecrübeli oyuncu, NBA’in yüzük koleksiyonerlerinden Danny Green’in takıma vereceği katkılar da Sixers’ın şampiyonluk yürüyüşünde üstüne durulması gereken noktalardan. Yüzük aşkıyla yanıp tutuşan Joel Embiid ve James Harden gibi iki çılgın oyuncunun bir araya gelmesiyle şampiyonluk yarışında “Ben de varım!” diyen Sixers’ın akıbeti açıkçası benim en çok merak ettiğim senaryo olacak. İstenilen hedefe bu sezon ulaşılamasa da iki oyuncunun birlikteliğinin etrafına eklenecek birkaç istikrarlı yan parça ile Sixers’ın kısa vadede şampiyonluk için büyük favorilerden biri haline geldiğini söylemek pek de yanlış olmaz.

Bu kategoride ilginizi çekecek başka yazılar da var... / Kaçırmayın.

Peri masalı devam edebilecek mi?

Sırada sezonun en büyük sürprizi olan Cleveland Cavaliers var. Sezon başında Cleveland’ın 1 Mart 2022 itibarıyla Doğu Konferansı’nda 4. Olacağını ve Nets, Celtics, Raptors, Bucks gibi takımları altına alacağını söylesek neredeyse herkes güler geçerdi. Cleveland beklenenin çok aksine gayet başarılı bir normal sezon geçirdi fakat bu normal sezon başarısını play-off’a taşıyabileceği konusunda pek de emin olunamıyor. Oldukça genç oyunculardan kurulan ve oynadığı basketbolla taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanan Cavaliers’ta Jarrett Allen ve Darius Garland, All-Star olma heyecanını yaşarken göstermiş oldukları gelişimle birlikte ilerisi için umut vaad etmiş oldu. Çaylak Evan Mobley’in de bu ikili ile aynı seviyede katkı vermesiyle birlikte ortaya çıkan Cavaliers mucizesi, belki de en çok LeBron James’in ilgisini çekmiştir. All-Star için şehre döndüğünde Cleveland’a geri dönüş sinyallerini veren King’in bu genç üçlüyle birlikte son bir yüzük denemesinde bulunacağını düşünebiliriz. Biraz daha ütopik bir yaklaşımla Bronny’nin de dahil olacağı Cavaliers senaryosu bizlere çok acayip şeyler izletebilir. Konumuza dönecek olursak birbirinden fazla iddialı takımın bulunduğu Doğu Konferansı’nın ilk 8’inde bulunan takımları yorumladığımız bu senaryoda, takas döneminde yapılan Caris Levert eklemesi ile birlikte tecrübeli guard Rajon Rondo’nun takıma dahil olması “acaba?” dedirtse de Cleveland’ın şampiyonluk ihtimali çok düşük duruyor. Her ne kadar Ricky Rubio’nun sakatlanmadığı senaryoyu düşünmeden edemesek de son 5 maçta 4 mağlubiyet alarak formdan düşen Cleveland’ın şimdiye kadar başarmış oldukları bile şehir için bence yeterli.

Üst üste iki şampiyonluk gelir mi?

Bir şampiyonun yüreğini asla hafife almamak gerekir. Giannis ve arkadaşları geçtiğimiz sezon kazandığı şampiyonluğun peşine bir şampiyonluk daha kazanmak istiyor ve bunu yapabilecek güce sahip olduklarını da rahatlıkla söyleyebiliriz. Antetokounmpo’nun geçtiğimiz sezonla aynı seviyede oynadığı Bucks’ta Middleton’ın yükselen formu play-off için umutla bakılmasına yol açsa da Pat Connaughton ve Brook Lopez’in nasıl döneceği merak konusu. Normal sezonda istenilen istikrarı bir türlü yakalayamayan Milwaukee’nin geçtiğimiz sezondakine benzer bir başarı yakalaması için sistemin aksayan bölümlerine ufak bir balans ayarı çekmesi zaruri. Şampiyonluk iddiası bulunan takımlarla oynadığı son 3 karşılaşmadan sahadan boynu bükük ayrılan Bucks’ın bu mağlubiyetlerden ders çıkarıp play-off’larda daha başarılı bir performans göstermesi gerekmekte. Sezonun flaş ismi Bobby Portis’in ve Giannis’in sürüklediği Bucks’ta asıl sorunun geçtiğimiz sezonlara nazaran aksayan kısa oyuncu katkısı olduğunu söyleyebiliriz. Defansif ortalamalarda 7. Sırada yer alan Bucks’ta play-off sürecinde yalnızca Giannis üzerinden dönecek bir basketbolla başarılı olamayacağını normal sezonda oynanan hedef maçlarda Giannis’in kitlenmesi sonrası aksayan hücum performansının ardından rahatlıkla söyleyebiliriz. Özellikle Pheonix Suns maçında Ayton merkezli uygulanan savunma Giannis’in belki de sezon içerisindeki en durağan basketbolunu oynamasına sebep oldu. Sonuç olarak Bucks eğer “back to back” şampiyonluk istiyorsa sakat oyuncularının mutlak suretle dönmesi ve takas döneminde takviye yapılamayan kenar forvet rotasyonundaki oyuncularından aldığı katkı yüzdesini arttırması gerekiyor. Önümüzdeki iki maçta Doğu Konferansı’nın 1 ve 2 numarasıyla karşı karşıya gelecek olan Bucks daha sonrasında da Pheonix ile karşılaşacak. Bu maçlar, Bucks’ı yorumlayabilmemiz açısından önem arz eden karşılaşmalar olarak değerlendirebilir. Mike Budenholzer’ın bu sezon işi geçtiğimiz sezonlara nazaran daha zor duruyor. Giannis, buradan bir şampiyonluk daha çıkarırsa olağanüstü bir işi başarmış olacaktır.

Tatum ve Brown ile bir deneme daha!

Son dönemin en formda takımlarından biri olan Boston Celtics, savunma performansıyla öne çıktı. Takas döneminde takıma Spurs’ten Derrick White eklemesini de yaparak gücüne güç katan Celtics’te Jayson Tatum ve Jaylen Brown’ın performansları parıldıyor. Buraları oynamaya alışkın bir çekirdeğe sahip olan Celtics’in konferanstaki en önemli rakiplerine karşı oynadığı son karşılaşmalardan galibiyetle ayrıldığı istatistiğini de unutmamak gerek. ESPN’in geçtiğimiz günlerde yapmış olduğu bir ankette Pheonix Suns’ın ardından şampiyonluk için en iddialı ikinci takım olarak konuşulan Celtics’in bu şekilde değerlendirilmesindeki en önemli kıstas kesinlikle savunma potansiyelleri. Ime Udoka’nın takımı geçtiğimiz günlerde oynanan Sixers maçında rakibini resmen kitlemiş ve ilk yarı bitmeden maçı kapatmıştı. Robert Williams ve Al Horford ile güçlü bir pota altı kuran Yoncalar, yine takas döneminde takımına katmış olduğu eski oyuncusu Theis ile de orayı iyice sağlama aldı. Boston’ın en büyük sorunu, yakın dönemde de gördüğümüz gibi beklenmedik mağlubiyetler alması. Detroit ve Indiana gibi takımlara karşı mağlubiyetler alan Celtics, sürpriz sonuçlardan arınmış; Smart ve White gibi iki kaliteli kısa savunmacısından beklenilen katkıyı aldığı senaryoda finale kadar yürümesi sürpriz olmaz. Jayson Tatum ve Jaylen Brown’ın gün geçtikçe olgunlaşan oyunu da Celtics’in çekirdeğini koruması halinde tıpkı Cavaliers gibi ileride yüzük için çok daha iddialı konuma gelmesine vesile olabilir.

Raptors bir sürprizin daha peşinde!

2019’un şampiyonu Raptors, korkunç başladığı sezonda sonradan tuttuğu formla birlikte iddialı bir konuma gelmeyi başardı. Sezon başında kulübün bayrak isimlerinden Kyle Lowry’i kaybederek başlayan Toronto’da Siakam’ın sakatlıktan dönmesi onlar adına sezonun kırılma noktası oldu. Fred vanVleet’in istikrarlı oyunun yanı sıra Gary Trent Jr.’ın sergilediği olağanüstü performanslar Raptors’ın bir anda iddialı konuma gelmesine yol açtı. Oldukça dar bir rotasyonla oynayan Raptors’ta koç Nick Nurse, ilk 5 oyuncusuna ciddi süreler veriyor. Nitekim Miami Heat’ karşı alınan 124-120’lik üç uzatmaya giden galibiyette Toronto’nun başlangıç beşindeki isimler minimum 54 dakika sahada kaldı. Draft 4 numarası Scotty Barnes’tan da oldukça verimli katkılar alan Raptors, play-off’ları iyi oynama potansiyeline sahip takımlardan birisi ve 7 maçlık bir seride zorlayamayacağı takım yok. Boucher ve Achiuwa gibi isimlerden de belirli maçlar üzerinde ciddi katkılar alan Kanada ekibi, play-off’larda şampiyonluk için sürpriz yapabilecek takımlardan birisi olarak mutlaka değerlendirilmeli. Nick Nurse, 2019’da kimse ihtimal vermezken; bazı maçlarda ve eşleşmelerde şansın da onlarla birlikte olmasıyla birlikte şampiyonluğa uzanmayı bilmişti. Yüzüğün yeniden Kanada’ya gelmesi için biraz kura şansı biraz da Devin Booker’ın kankası meşhur maskotun devreye girmesi gerekiyor. Sezon boyunca dar rotasyonla oynamaya alışmış Toronto’nun bu alışkanlığı da onlara play-off sürecinde yarar sağlayacaktır. Dezavantaj olarak nitelendirebileceğimiz en önemli husus ise Kyle Lowry gibi bir generalin şampiyonluk yürüyüşünde başka saflarda olacak olması. Normal sezonun aksine farklı noktaların da önem arz ettiği bu süreçte NBA’in en tecrübeli guardlarından birisinin konferans liderinin takımında yer alması Toronto için can sıkıcı olmalı.

Durant varsa umut var!

Kevin Durant’ten öncesi; Kevin Durant’ten sonrası. Kyrie Irving’in aşı krizi; James Harden’ın takas talebi; Ben Simmons’un, Seth Curry’nin ve Andre Drummond’ın takası. Brooklyn Nets, sezonun en hararetli gündemlerinden birini yaşadı. KD’nin sakatlanana kadar gösterdiği olağanüstü performansla şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olan Brooklyn, bu sakatlığın ardından resmen çöktü. Konferans liderliğinden kopan New York temsilcisi tüm sezon yararlanamadığı Irving’in deplasman maçlarının bazılarında forma giymesiyle kıpırdansa da James Harden’ın huzursuzluğu ipleri yeniden kopardı. Sahip olduğu potansiyelle birlikte hala şampiyonluğun en güçlü adaylarından birisi olarak kabul edilen Brooklyn Nets, her ne kadar hedef maçlarda zorluk çekse de Kevin Durant’in ve Ben Simmons’un takıma dahil olmasıyla birlikte mutlaka vites arttıracaktır. Sakatlanana kadar MVP ödülünün en büyük favorisi olarak gösterilen Durant’in yüzüğü kafaya takması, Ben Simmons’ın NBA’e kendisini yeniden ispat etme amacı Nets’in şampiyonluk hedefindeki en büyük kozları. Harden takasıyla birlikte takıma dahil olan yan parçaların başlangıçta göstermiş olduğu performans da Brooklyn için sezonun geri kalanına umutla bakılmasında önem arz ediyor. Yine de Kyrie Irving’in aşı krizinin ev sahibi olunan maçlarda devam etmesi önemli bir problem. Irving oynadığı neredeyse her maçta takıma ciddi katkıda bulundu. Öte yandan Patty Mills’in de sezon boyunca gösterdiği istikrarlı katkı Brooklyn’e play-off sürecinde katkı sağlayabilir. Golden State Warriors döneminde iki play-off dönemine de ambargosunu koyan Durant’in sağlıklı bir şekilde play-off sürecinde takımına katkı sağlaması Brooklyn için şampiyonluğun anahtarı. Durant’in sakatlığının geçmesinin ardından Sixers, Suns, Cavaliers, Nuggets, Celtics, Heat gibi şampiyonluk adaylarıyla olan maçlarda gösterilecek performanslar, Brooklyn’i daha iyi analiz edebilmemiz açısından mühim. Lakin oldukça güçlü ve istikrarlı takımların bulunduğu Doğu Konferansı’na Durant’in kolayca ambargo koyabileceğini düşünmek sanırım çok da mantıklı olmaz.

Favoriler Heat ve Sixers!

8 takımı detaylıca analiz etmeye çalıştığım bu metnin ardından Miami Heat ile Philadelphia 76ers’ın diğer takımlara nazaran bir adım daha önde bulunduğunu söyleyebilirim. Heat’in takım kimyasının; Sixers’ın da Harden-Embiid ikilisinin bu süreçte öne çıkacağını ve Batı Konferansı’ndan gelecek olan takımla birlikte şampiyonluk mücadelesi vereceğini düşünüyorum. Bucks ve Nets de Giannis ile Durant gibi iki süperstarın varlığı sayesinde konferans finaline ulaşabilir duruyor. Bu ikilinin ardından tıpkı Heat gibi takım kimyasıyla öne çıkan Celtics ve Raptors’ın şampiyonluk iddiasına sahip olduğunu belirtebilirim. Listenin sonunda ise Cavaliers ve Bulls bulunuyor. Tecrübesizlikleri, bu iki takımın bu süreçteki en büyük dezavantajları olacak.

         Paylaş ya da Gönder

NBA Maçlarının TV Programı, Skorlar ve Sonuçlar

Bu kategoride ilginizi çekecek başka yazılar da var... / Kaçırmayın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu