Premier Lig Fazla mı Geldi?
Cristiano Ronaldo’nun yedek başladığı maçta Manchester United, Erik Ten Hag’ın hazırlık döneminde takıma kazandırdığını gördüğümüz o istekli ve savaşçı ruhunu sahaya yansıtamadı. Bruno Fernandes ile yarım bir şans bulmuş olsalar da oyunu hiç 3.bölgeye yıkamadılar ve orta sahada sık sık top kaybı yaşadıklarını gördük. Portekizli yıldızın da maç boyu kötü bir performansı vardı ve henüz hazır olmadığını gösterdi. Zaman zaman United kalesini tehdit eden Brighton, maçı kontrol eden ve 30.dakikada golü bulan taraftı. Kırmızı şeytanları bu gol de kendine getiremedi ve Brighton’ın 39. dakikada bulduğu 2. golle birlikte Old Trafford adeta buz kesti. Brighton bu golde kısa paslarla nefis çıktı ve ilk yarı boyunca antrenör farkını ortaya koyan kişi Graham Potter oldu. Brighton’ın 2 golünü de Gross kaydetti.
2. yarının hemen başında Brighton’ın ataklarını görmüş olsak da ilk yarı; -hatta geçen sezon boyunca- eksikliği çokça hissedilen isyanı Old Trafford’da bu sefer hissettik. Oyunu 3.bölgeye yığan ve 53.dakikada Ronaldo’nun da oyuna girmesiyle baskıyı iyice arttıran United, bu periyotta (birine sonradan ofsayt çalınsa da) Rashford’la girdiği pozisyonları değerlendiremedi. Allister’ın kendi kalesine attığı golden sonra istek ve kararlılıkla 2.golü arasalar da çok net bir pozisyon yakalayamadıkları gibi golü de bulamadılar.
United’ın son dönemlerdeki en önemli problemi takım içindeki isteksizlik ve buna paralel olarak büyük takım refleksi gösterememesiydi. Erik Ten Hag döneminde bu sorun nihayet çözülecekmiş gibi görünüyor ancak Ronaldo’nun oyuna girdiğinden beri sahanın klasını 2-3 gömlek arttırdığını ve Van de Beek’in girdikten sonra iyi işler yaptığını görsek de Kırmızı Şeytanların kadrosunun halen istenilen seviyede olmadığı aşikar. Erik Ten Hag için olumsuz konuşmanın doğru olmadığını düşünsem de United’ın ışığı bu sene de pek parlak değil gibi.
Berkay Atacan