Conte’nin Tuchel’i hiç mağlup edemediği, Tuchel’in ise Tottenham’ı karşılaştığı her maçta yendiği ve sadece 1 gol yediği senaryoda, Londra derbisinde olacaklar merakla bekleniyordu ve saha dışı olaylarıyla birlikte belki de beklentilerin dahi aşıldığı bir karşılaşma izledik.
Tottenham maça inanılmaz hızlı ve konsantre başlayan taraf oldu. 3.bölgede öndeki üçlüye arkadan 2 kişinin daha desteğe gelmesiyle müthiş bir pres yaptılar. Savunma hattı da bu beşliyle beraber öne çıktı ve böylece alanı iyice daraltmış, Chelsea’ye hiç oyun kurma şansı vermemiş oldular. Chelsea’nin hızlı çıkmaması için sert oynamayı ve zaman zaman topla alakasız faulleri yapmaktan da çekinmediler. Bu periyotta Mount’un geriye gelip top aldığı her anda takımı rahatlattığını gördük. İlk 10 dakikadan sonra Chelsea, yavaş yavaş kontrolü eline aldı ve maçın ilk net pozisyonu Kante’nin nefis topuk pasında çaprazda topla buluşan Havertz ile geldi (18’). Devamındaki kornerde Koulibaly bomboş kaldı ve rahat bir voleyle golü attı. (20’) Tottenham ise 23’de Sessegnon ile erken kullanılan bir serbest vuruşla ilk ve tek pozisyonlarını buldu. 27’de ise gol pozisyonunun aynısını seyrettik. Tottenham savunması yine Koulibaly’i unuttu ancak Koulibaly bu sefer kötü vurdu. Tottenham’ı iyice kitleyen Chelsea 2. golü bulmak için presi arttırdı ve 3.bölgede müthiş bir yoğunlukla saldırdılar. Tottenham bu prese cevap vermek istese de, bu sefer de Chelsea uzun toplarla çok hızlı çıktı ve Tottenham hücuma çıkamadığı gibi yalnızca 1-2 pasla geride de eksik yakalanmaya başladı. Reece James, Harry Kane’e ilk yarı boyunca nefes aldırmadı ve Chelsea geçen sezonun tamamında olduğu gibi yine bir ilk yarıyı mağlup konumuna düşmeden kapatmayı başardı.
İkinci yarının başında Conte 4’lü savunmaya döndü. Henüz 48.dakikada Son’un vuruşunu Mendy çıkardı. Sterling’in ceza sahası içinde kaçırdığı net pozisyonun hemen ardından Höjbjerg’in müthiş pasında Kane de karşı karşıya kaçırdı. (61’) Tottenham pek etkili olamasa da Kulusevski Cucurella’ya her seferinde zorluk çıkarttı ve Cucurella’nın savunma zaafını ortaya çıkardı. Bunu gören Tuchel, oyundan çıkana kadar Jorginho’yu, sonrasında ise Koulibaly’i yardıma gönderdi ve Kulusevski’ye ikili sıkıştırma getirdi. Tottenham’ın geçiş savunmasının alarm verdiğini gördük ve işler Chelsea’nin istediği gibi gidiyordu. Tam da böyle bir anda Höjbjerg’in uzaktan beklenmeyen ve çok düzgün vuruşuyla Tottenham beraberliği yakaladı. (68’) Bu golle saha karıştı ve Tuchel ile Conte karşı karşıya geldiler. Bunun sebebi ise golden önce -bana göre net faul olan– Bentancur’un Havertz’e müdahalesindeki devam kararı, golden sonra da Conte’nin Chelsea yedek kulübesine karşı yaptığı kışkırtıcı gol sevinciydi. Maça tekrar adapte olan Chelsea’de James’in güzel ortasını Havertz kale ağzından bitiremedi. (75’) Kısa bir süre sonra James Chelsea’yi tekrar öne geçirdi. (78’) Gol akıllı bir baskıdan geldi. Chelsea, çok adamla ön alana yerleşti ve oyunu sağ tarafa sıkıştırırken Tottenham’ı da o dar bölgeye hapsederek takım boyunu iyice kısalttı. Koulibaly, taç çizgisinin orada Kulusevski’den topu çaldı ve Chelsea, Sterling’in asistinde Reece James ile golü buldu. Tuchel ise golü Conte’ye nazire yaparak kutladı. Benzer bir pozisyon 85’de yaşandı ancak Gallagher’ın pasında Pulisic bitiremedi. Gallagher 85’de oyuna girdikten sonra takıma enerji kattı. Hücumda ve savunmada kaptıkları toplar ve müdahaleleriyle Chelsea adına -Kante’nin sakatlık yüzünden çıkmak zorunda kaldığı maçta- orta saha üstünlüğünü elde tutan oyuncu oldu. 94’de kornerden gelen topta Dier’ın kafa vuruşunu Mendy çıkardı. Hemen ardından Perisic’in kullandığı kornerde bu sefer Harry Kane sahneye çıktı ve maç bu skorla bitti. El sıkışırken tekrar tartışma yaşayan ve ortalığı karıştıran Tuchel-Conte ikilisi ise çıkardıkları kavgadan dolayı maç sonunda kırmızı kart gördü.
2.haftadan derbi, sakinlikten çok uzak teknik adamlar ve Ağustos ayında gol atan bir Harry Kane… Bu maç bize alışık olmadığımız birçok şey gösterdi, umarım Premier Lig’in geri kalanı da aynı şaşkınlıkları yaşatır.
Berkay Atacan
