Gençlerin Özgüveni | Fenerbahçe – HJK Maç İncelemesi
Fenerbahçe, santraforsuz çıktığı maçta rakibi HJK Helsinki’yi Kadıköy’de 1-0 yendi. Gol, geçen sene Boluspor’a kiralanan genç Muhammed Gümüşkaya’dan geldi.
Vitor Pereira, eksik kadrosuna rağmen taktik anlayışından vazgeçmedi. Oynatacağı bir santrafor yokken Osayi-Samuel’i forvete çekip savunmayı 4’leyebilirdi. Daha çeşitli fanteziler deneyebilirdi eksik bu eksik kadroyla. Ama yapmadı. Takımına adapte etmeye çalıştığı oyunu sürdürdü. Bu da demek oluyor ki çok büyük sıkıntılar yaşanmadıkça 3’lü defans hattından vazgeçmeyecek.
Peki Fenerbahçe maça nasıl başladı? Adana Demirspor maçındaki 3’lü savunma bloğunun önünde olan Zajc’ı öne sürerek o bölgeye Sosa’yı yerleştirdi. Böylece Fenerbahçe 3-4-3-0 oynadı aslında. Pererira’nın planı da zayıf rakibini yarı sahaya hapsedip savunmanın 2 kenarındaki oyuncuları atağa katmak oldu. Kapanan Helsinki’nin sahasında rahatça paslaştı. Ama İrfan Can’ın ve Sosa’nın dışında ceza sahasına etkili top gönderebilen olmadı. Zajc’ın ve Mesut’un etkisiz olması takım oyununun bundan ileriki seviyeye taşımasında engel oluşturdu.
Maç sırasında İrfan Can ve Novak sakatlanarak oyundan çıktı. Sanırım ikisi de adele sakatlığı yaşadı. Bu, Pereira’nın bu konudaki ilk sıkıntısı değil. Fenerbahçe’ye geldiği ilk dönemde de adele problemleri çok sık yaşanıyordu. Artık buna bir dur demeli. Ya antrenman yönteminde bir sorun var ya da öğrencilerinin fiziksel yapısı bu antrenmanlara uygun değil. Buna bir şekilde çözüm getirilmesi gerek.
Gel gelelim muhteşem şutuyla maçı kazandıran Muhammed Gümüşkaya’ya. Benim ona taktığım adla “Silverstone”. O kadar beklemediğim anda beklemediğim birinden geldi ki ağzım açık izlettirdi golü. Sonra düşündüm ki maç başından beri Gustavo dışında ceza sahası dışından şut çeken bir oyuncu olmadı. Denenmedi. Ama o topu aldığı ilk anda vuracağını kafasında bitirmiş müthiş bir kararlılıkla şutunu çekti. Korkmadı hata yapmaktan. Arda Güler’de aynı şekilde. Çalımlar denedi, üstlerine gitti Helsinkili oyuncuların. Helal olsun size. Bayıldım özgüveninize.
Muhittin Zengin