Fenerbahçe öyle bir takım ki “Atan ile tutanın iyi olacak.” klişesini biz futbolseverlere bu sezon unutturuyor. Bütün sezon boyunca gol atmakta sıkıntı yaşayan Fenerbahçe’nin muhteşem bir kadro kalitesi var. Emre Belözoğlu’nun oyunuyla da size rahat rahat gol attırıyor. Atamasa bile pozisyonun bol. Çok güzel, her şey yolunda. Sonra bir haber: Altay’ın eli kırıldı. O an her Fenerbahçelinin kafasından kaynar sular dökülmüştür. Çünkü sen şuan şampiyonluk yolundaysan Altay sayesindedir. Erol Bulut, 30 hafta bu takımın başında kaldıysa Altay sayesindedir.
Fenerbahçe son iki üç maçta yaptığı gibi benzer senaryolar gördük. Sürekli söylenen, istenen Fenerbahçe’ye yakışır oyununu izledik ve Emre Belözoğlu’nun planı işledi. Hem skoru buldu hem de maçın ilk yarısı özelinde rakibi üzerinde büyük üstünlük kurdu. Dinamik ve aynı zamandan topa sahip olan bir Fenerbahçe izledik. Bu sonuçlarını aldı mı? Aldı. Hakkını vere vere aldı. Fenerbahçe bu sezon genelinde ilk yarılarında en çok şut çektiği maçı (14/9) oynadı. Herkes hak verecektir ki Fenerbahçe bu sezonun en iyi 45 dakikasını izlettirdi bize.
Şimdi gelelim skoru elinde tutan Emre Belözoğlu oyununa. Fenerbahçe ikinci yarıya yine aynı 11 ile başladı. İki maçtır yaptığı gibi 70. dakikada Gustavo ve Sinan Gümüş ikilisine ek olarak Thiam’ı oyuna aldı. Peki burada Emre Hoca nasıl bir plan uygulamak istedi? İki seçeneği var muhtemel oyun planında. Ya kontraya çıkıp atak bitirip farkı açacak ya da topun arkasında kalıp rakibini uzaktan şutlara yöneltecek. Ama takım o kadar kararsız ki iki oyunu da başaramıyor. Bu da takımın arkaya atılan toplarda sorun yaşamasına neden oluyor. Fenerbahçe çok şanslıydı. Bu hatalardan dolayı 2 hafta üst üste Harun aynı şekilde penaltı yaptırdı, yine de puan kaybı yaşanmadı. Bu demek değil ki bundan sonra yaşanmayacak.
Muhittin Zengin
