Süper Lig’in 41. haftası belki de son yılların en büyük heyecanına sahne oldu. Haftanın kazananı Galatasaray olurken, haftanın kaybedeni liderlik için çıktığı maçta evinde Sivasspor’a 2-1 kaybeden Fenerbahçe oldu.
Fenerbahçe maça mutlak galibiyet parolasıyla son haftalardaki 11’ini koruyarak çıktı. Maça çok istekli başlayan Fenerbahçe, ara paslarla yiğidoların kalesini zorladı ancak maçın ilk kırılma anı 8. dakikada İrfan Can Kahveci’nin sakatlanmasıyla gerçekleşti. Devam edemeyen İrfan Can’ın yerine Mert Hakan Yandaş oyuna dahil oldu. Mert Hakan’ın mücadele gücü her ne kadar yüksek olsa da verdiği paslarda İrfan Can’ın yaratıcılığına yanaşamadı ve Fenerbahçe orta sahasının akışkanlığı bir adım geriye düştü. Ortasahada yaratıcılığının eksilmesine rağmen Fenerbahçe maçı bırakmadı ve deyim yerindeyse Sivasspor kalesini abluka altına aldı. Sivasspor 19. Dakikada Kayode’nin direkten dönen şutu dışında Fenerbahçe kalesine etkili bir biçimde gelemedi ki pozisyon sonrasında gösterilen tekrarda pozisyonun bariz bir ofsayt olduğu göründü. Fenerbahçe Pelkas, Ozan, Valencia ve Caner gibi oyuncuların yakaladığı fırsatları bonkörce harcarken Sivasspor’un golü 45+1. dakikada geldi. Ninga’nın içeri çevirdiği topta savunmanın müdahalesi sonrası topla buluşan Fajr, sert bir biçimde topu içeri ortaladı ve Oscar Kayode’ye sadece direk dibinde bitirici dokunuşu yapmak kaldı. Golden kısa bir süre sonra takımlar soyunma odalarına gitti.
Karagümrük’ün de ilk yarıyı Beşiktaş karşısında önde kapatmasının ardından Fenerbahçeli oyuncuların soyunma odasında ne konuştuğunu üç aşağı beş yukarı herkes tahmin edebilir. Sezon boyunca neredeyse üç haftada bir ölüm kalım maçına çıkan Fenerbahçe, bu sefer gerçekten de her şeyin belli olacağı bir ikinci yarıya çıkıyordu. Alınacak üç puan (Vodafone Park’tan gol haberi gelmediği sürece) son haftaya lider girmek anlamına geliyordu. Fenerbahçeli oyuncuların bu motivasyonla sahaya çıkmış olmaları lazım.
Çıkmış olmaları lazım diyorum çünkü Fenerbahçeli oyuncuların nasıl bir motivasyonla sahaya çıktığını göremeden Sivasspor, şok bir şekilde Hakan Arslan’la ikinci golü buldu. Max Gradel’in içeri kestiği ortada düzgün bir kafa vuruşuyla topu Harun Tekin’in sağına gönderen Hakan Arslan, takımına iki farklı üstünlüğü getirdi. Golden hemen sonra Emre Belözoğlu, ortasahayı tamamen boşaltarak Osayi Samuel ve Papiss Cisse’yi oyuna sürdü. O dakikadan sonra zaten maçta taktiksel olarak konuşulacak hiçbir şey kalmadı. Mental olarak çöken Fenerbahçe ileriye attığı uzun toplar ve Valencia’nın bireysel mücadelesi ile gol aradı. Fenerbahçe’nin arka alanda bıraktığı boşlukları zaman zaman iyi değerlendiren Sivasspor da bazı pozisyonlara girdi, 90. Dakikada üçüncü gol şansı direkten döndü. Maçın son anlarında Mesut Özil’in şık ara pasında Papiss Cisse, çok büyük ihtimalle profesyonel futbol kariyerinin son golünü attı ancak bu gol, Fenerbahçe için teselliden başka bir anlama gelmedi.
Maçın son düdüğüyle birlikte Fenerbahçe, sadece liderlik şansını değil aynı zamanda ikinci sıradaki yerini de kaybetmiş oldu. Fenerbahçe’nin her ne kadar matematiksel olarak şampiyonluk şansı bulunsa da son haftada bir değil iki rakibinin mağlubiyet almasını, bir diğer deyişle Türk futbol tarihinin en büyük mucizesini bekleyecek. Bu sonuçla birlikte Fenerbahçe, son 10 yılda üçüncü, son 15 yılda dördüncü kere ayağına gelen şampiyonluk fırsatını geri tepti. Aynı Fenerbahçe taraftarının yıllardır diline dolanan bestede dediği gibi: “Kan ağladı bu yürekler, uykusuz geçti geceler…”
Rafi Levi
