A Milli Takım, 2022 Dünya Kupası Elemeleri’ne Hollanda galibiyetiyle başladı. Türkiye’nin üstünlüğünü öncelikle sahanın geometrisini etkin kullanmasına ve mobil futbol anlayışına bağlıyorum. Şenol Güneş’in görev verdiği her futbolcunun maça bir dinamizm getirdiğini düşünüyorum. Burak Yılmaz’ın attığı ilk golden sonra bu enerjiye, kolektif bir oyun aklı da eklendi. Bu zihnin izlerini karşılaşmanın hem hücum, hem de savunma tarafında gördük. Kenan Karaman’ın rakip beklere yaptığı baskı, Ozan Tufan’ın orta alanda oyunu akıllıca genişleten pasları, Okay’ın soğukkanlı bir şekilde çizgiden topu çıkarması ve ustaca penaltı aldırması, hep bu pozitif yaklaşımın ürünüydü.
2021 model Türk Milli Futbol Takımı, uluslararası seviyesi yüksek bir kadro. Kalecilerimiz yükselişte ve gayet güvenilir. Stoperlerimiz Liverpool, Leicester City ve Juventus formalarını giyiyor. Sağ bekimiz Lille’de değişmez konumda. 2. bölge, La Liga ve Serie A motifleri taşıyor. Hücum hattımız, Bundesliga’da ve Ligue 1’de görev alıyor. İlk 11’den yedeklere
kadar Avrupa’nın 5 büyük liginde ve Türkiye Süper Ligi’nin elit kulüplerinde sorumluluk alan kaliteli ayaklarımız var. Hollanda’yı 4 golle saf dışı bırakmamızda bu nitelikli ve rekabetçi yapının büyük payı bulunuyor. Futbolcularımızın eski kıtanın zirve liglerinde istikrarlı biçimde ter dökmesi, milli takımın çehresine olumlu yansıyor. Hakan Çalhanoğlu’nun Tim Krul’u çaresiz bırakan şutu elbette çok klastı ama karşılaşmaya damga vuran isim kuşkusuz Burak Yılmaz’dı. Tecrübeli golcü önce perdeyi açtı, ardından penaltıda hedefi şaşırmadı ve finalde de hayati bir frikikle krize girmek üzere olan Türkiye’ye can suyu verdi. Burak topsuz koşularıyla savunmacısını yıpratan, ceza yayı civarından isabetli şut atabilen, hava hâkimiyeti yeterli düzeyde olan ve serbest vuruş tehdidi bulunan komple bir pakete dönüştü. 35 yaşında Fransa’ya transfer olmasını da bu gelişimine ve örnek profesyonelliğine borçlu. Uğurcan Çakır’ın, bitiş düdüğüne doğru üst üste yaptığı 2 kritik kurtarışını, Memphis Depay’ın penaltısını durdurarak taçlandırması da mutlaka vurgulanmalı. Şenol Güneş, halk nezdinde yeniden saygı ve sempati toplayan bir ulusal takım inşa etti. Bu inşasının tadına ülkece varıyoruz. Güneş ayrıca form grafiğini yükselten oyuncuları ödüllendiriyor. Euro 2021’e katılmamızda son derece önemli bir rolü olan Mert Günok’un yerine Uğurcan Çakır’a kaleyi emanet etmesi bunun en somut örneği. Hollanda zaferi,
Türkiye’nin Uluslar Ligi yılgınlığını üstünden attığını gösterdiği gibi Euro 2021 yaklaşırken hepimize umut veren bir moral kaynağı oldu.
Yazımın kapanışında 5 yıl önce bu zamanlar yitirdiğimiz, modern futbolun en seçkin düşünürü Johan Cruyff’u anmak istiyorum. Hollanda Milli Takımı, son dönemde Cruyff’un öğretilerini uygulayamayan bir profil çiziyor ama bir ekolü, hele ki Cruyff gibi unutulmaz bir futbol beyninin yoğurduğu bir ekolü asla hafife almamak gerekir. Portakallar’ın er geç Cruyff’un mirasını tekrar canlandıracak “total” bir kimliğe kavuşacağı fikrindeyim.
Mehmet Şükrü Özen
