Maçtan önce Cristiano Ronaldo’nun ilk 11’de olmadığını gören herkes Erik ten Hag’ın tabiri caizse ateşle oynadığını düşünmüştür. Sonuçta Ronaldo’yu yedekte başlattığın maçta işlerin kötü gitmesi de problemdir, kötü giden işleri Ronaldo’nun düzeltmesi de…
United maça klasik 4-2-3-1 ile çıkarken Liverpool da alışık olduğumuz 4-3-3’ü ile sahadaydı. Manchester’ın, rakibini çok yakın markajla karşıladığını ve 1. bölgelerinde rakibi asla döndürmemeye çalıştıklarını gördük. Bunda başarılı da oldular ve maçın ilk pozisyonu Elanga’nın direğe nişanladığı top oldu (10’). Çok süre geçmeden sol taraftan çok güzel paslaşmalarla içeriye giren Manchester ekibi, golü Elanga’nın yerden sert ortasına Liverpool savunması ile adeta dans edip vuruşunu yapan Sancho ile buldu (15’). Golden sonra da pek bir şey değişmedi. Kırmızı Şeytanlar savunmada çok iyi genişledi ve Liverpool’a alan vermediler. Firmino’nun iyice derine gelmesi ve Elliot’un kanada açılması sonucu orta sahada sayısal üstünlük elde ettiler, Arnold da Elanga tehdidi yüzünden hücuma çıkamayınca Liverpool 2.bölgeyi geçemedi. Bunun sebebi ise Alexander-Arnold aktif olmayınca soldan açılan Robertson’a o ters topları atacak ve oyunu açacak başka bir oyuncu olmamasıydı. Zaten Arnold bu topları atmaya başladığı zaman Liverpool yavaş yavaş oyunu karşı tarafa yıkmaya başladı. 35’ten sonra gelen bu üstünlük Liverpool’un United’ı yaslayabilme gücü olmasıyla meydana gelse de, bu durum etkili kontra atak silahları olan United’ın da işine geldi. Dakikalar 41’i gösterirken kullanılan köşe vuruşunda Bruno Fernandes’in ters vuruşunu Martinez çizgiden çıkardı ve ilk yarı sonucunda Old Trafford’da neşe hakimdi.
Erik ten Hag ilk yarı Alexander-Arnold’ı çok zorlayan Elanga’yı oyundan aldı ve ikinci yarıya Martial ile başladı. Liverpool ikinci yarıya beklenildiği gibi baskılı başladı ancak golü bulamadılar. Bu sırada, Henderson’un orta alanda kaptırdığı bir topta Martial’in güzel pasına hareketlenen ve savunma arkasındaki boşluğu çok iyi değerlendiren Rashford, klas bir son vuruşla skoru 2-0’a getirdi (53’). United, tam da kadrosundan beklenileceği gibi; amansızca üstüne gelen rakibine cezayı kesmesini bildi. Golden hemen 1 dakika sonra Luis Diaz etkili geldi ama rakibine cevap verecek golü kaydedemedi. Oyunun geri kalanında kapanan ve zaman zaman rakibin açıklarından faydalanıp etkili olan bir United, ve kapanan rakibini açmakta zorlanan bir Liverpool izledik. Klopp’un öğrencileri, ikinci yarıdaki ilk net pozisyonlarını 81’de Firmino ile bulsalar da David de Gea onlara geçit vermedi. Bundan hemen sonraki pozisyonu değerlendiren Salah ise Liverpool adına farkı bire indiren isim oldu ancak maç bu skorla bitti ve istediğini alan taraf United oldu.
Ligin ilk 3 maçında galibiyet göremeyen Jürgen Klopp, ve sezon başından beri -en başta yazının girişinde de bahsettiğim Ronaldo olmak üzere- ilk defa bir haftayı sorunlarla geçirmeyecek bir Erik ten Hag. Sezon sonundaki tabloda daha üstte yer almasına kesin gözüyle baksak da, bu maç; Erik ten Hag’ı rahatlattığı kadar, Jürgen Klopp’u da bir o kadar canını sıkmış olmalı.
Berkay Atacan
