Obradovic’in hanedanlığı sonrası revizyona giden Fenerbahçe Beko, kadrosunu tabiri caizse baştan aşağıya değiştirdi. Herkesin düşündüğü bir şey vardı: Obradovic sonrası basketbol şubesinin dibi boylayacağı. EuroLeague’in 15. haftasında 5 galibiyet ve 10 mağlubiyeti bulunan Fenerbahçe Beko, Guduric’in takıma dahil edilmesi ile 10 galibiyetlik bir seri yakalayarak küllerinden doğdu. Alınan oyunculardan bazıları EuroLeague’de oynasa dahi hiçbiri iddialı bir takımın kadrosunda bulunmadı. Bazılarıysa EuroLeague’de bile oynamadı. Tecrübe konusu Fenerbahçe Beko’da Obradovic döneminde önemli bir kıstastı, lakin bütçe kısıtlanınca bu durum da farklı şekilde gerçekleşti. Maurizio Gherardini’nin deyimiyle “iyi hesaplanmış kumar” oynayarak yapılan transferler, büyük oranda kazandırdı. Örneğin; Dyshawn Pierre’i bugün kadrosunda bulundurmak istemeyen bir EuroLeague takımı çıkmaz diye düşünüyorum.
Igor Kokoskov Faktörü
Kurgulanan takıma baktığımızda gözümüze çarpan en bariz özelliklerden birkaçı; agresif, hırslı ve çok koşan bir takım olmaları. Birkaç yıl içinde Fenerbahçe Beko, ihtişamlı dönemlerini tekrar yakalayacağının sinyallerini veriyor. Bu arada değinilmesi gereken bir konu ise Kokoskov’un mücadeleci ruhu. 20 yaşında geçirdiği trafik kazası, onun parlak olarak nitelendirilen basketbol kariyerini bitirmiş; ama onu basketboldan vazgeçirememişti. Bundan ötürü antrenörlüğe yönelen Kokoskov, kariyerinde emin adımlarla yükseldi. Bu bile onun ne kadar mücadeleci ve savaşçı bir insan olduğunu gösteriyor.
Ayrıca kendisi EuroLeague’de tecrübeli olmamasına rağmen çoğu tecrübeli antrenörlerden daha başarılı olduğunu ilk sezonunda kanıtladı. Kokoskov NBA’de 20 yıl geçirse dahi onun mayasında Yugoslav ekolünün de olduğunu unutmamak gerekir. Özetle o, NBA ve Yugoslav ekolünün kesişim kümesidir diyebiliriz. İlk sezonunda daha önce beraber hiç oynamamış ve EuroLeague sahnesinde bulunmamış oyuncularla play-off yapmayı garantilemek gerçekten ender bir başarı. Bazı maçlarda 20’li 30’lu farklar yese dahi Fenerbahçe Beko, pes etmek yerine savaşmayı tercih etti. Gerek yöneticilerin gerekse oyuncuların ortaya karakterlerini koymasıyla bu ağır mağlubiyetlerin üstesinden gelindi.
Guduric’in Gelişi ve Değişen Unsurlar
Güncel durumdaki en büyük faktör (20 galibiyet, 12 mağlubiyet) Guduric’in takıma dahil olması. Guduric sayesinde L. Brown ve De Colo üzerindeki sorumluluklar da hafifledi. Alternatif pas kanalları açıldı. Hücumda çeşitlilik arttı. Rakiplerin Fenerbahçe Beko’yu savunmak adına harcaması gereken efor daha da arttı. Guduric transferinin, bu sezon EuroLeague’deki en iyi transfer hamlesi olduğunu düşünüyorum. Öte yandan Vesely’e alternatif oluşturmak adına yapılan Kyle O’Quinn transferi de doğru bir transfer oldu. Saha görüşü ve pas kabiliyeti Vesely kadar iyi bir 5 numaraya sahip olmak, gerçekten Fenerbahçe Beko’nun elini rahatlattı. Ayrıca O’Quinn’in dış şut tehdidi ve etkili orta mesafeleri de ekstra bir tehdit oluşturuyor. Uzunların bu sezonki performansı gerçekten iyiydi. Jan Vesely’nin bu sezon 213 cm boyunda bir pivot olmasının yanında oyun kurucu gibi de oynamaya başlaması, şüphesiz takımı üst seviyeye taşıdı. Bunun yanında De Colo’nun direksiyona geçmesi ve geçen yıla nazaran savunmada-hücumda takdir edilesi işler yapmaya başlaması da Fenerbahçe Beko’nun o sancılı süreçleri atlatmasında büyük etkenlerin başında gelmekte.
Takıma genel olarak baktığımızda geçiş hücumları ve takım savunmasında en etkili ekiplerden birisidir diyebiliriz. Fenerbahçe Beko; oyunu hızlandırdığı zamanlarda önlem alınması zor bir hale gelirken, oyun yavaşlatıldığında ise istediğini tam olarak yapamaz hale gelmekte. Lakin bu durum, bariz bir oyun kurucu eksikliğinden kaynaklanıyor olabilir. Sonuç olarak 17. sıradan 5. sıraya yükselen Fenerbahçe Beko, göstermiş olduğu mücadele ile umut vadetmekte ve gelecek yıllar için Obradovic’ten kalan mirası devam ettireceği izlenimini veriyor.
Kağan Gök
